KBÜ KAPGEM 9. Politika Raporu: Yatay Mimari ve Türkiye'nin Konut Stratejisi
Karabük Üniversitesi (KBÜ) Kamu Politikaları Araştırma ve Geliştirme Merkezi'nin (KAPGEM) hazırladığı 9. Politika Raporu, yatay mimarinin Türkiye'nin konut ihtiyacına ve kentsel dayanıklılığa katkılarını sayısal verilerle ortaya koydu.
Raporun tanıtımı ve katılımcılar
Rapor, Safranbolu Kampüsü Taş Bina'da düzenlenen bir toplantıyla kamuoyuna sunuldu. Toplantıda KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, rektör yardımcıları Prof. Dr. Elif Çepni, Prof. Dr. Hasan Solmaz ve Prof. Dr. İsmail Karaş ile akademisyenler, öğrenciler ve davetliler yer aldı.
Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık, üniversitede politika üretimi ve sosyal inovasyonu bir araya getiren bütüncül bir yapı kurma hedeflerinden söz ederek şu ifadeleri kullandı: 'Bir ekosistem kurmaya çalışıyoruz. Ekosistemimizin birinci ana parçası Sosyalfest idi. İkinci ana parçası KAPGEM idi. Şimdi üçüncü parçasını kuruyoruz. O da Sosyal İnovasyon Merkezi.' Kırışık ayrıca Sosyal İnovasyon Merkezi kuruluş kararının alındığını ve KAPGEM raporlarının saha uygulamalarına dönüştürülmesini hedeflediklerini belirtti.
Yatay mimarinin sayısal sunumu
Raporda yatay mimarinin kapsamı sayılarla değerlendirildi. Kırışık'ın verdiği hesaplamaya göre, 'Her üç kişiye 300 metrekarelik bir alan versek, yani 200 metrekare bahçe ve 100 metrekare konut olacak şekilde düşündüğümüzde, Türkiye'nin tamamına yaydığımızda bu yerleşimin Muş ili kadar bir alan kapladığını hesapladık. Bu da Türkiye yüzölçümünün yaklaşık yüzde 1,1'i.' Ayrıca raporun genel değerlendirmesinde yatay yerleşimlerle Türkiye konut ihtiyacının ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde 1'lik bir alanında karşılanabileceği vurgulandı.
Dikey yapılaşmanın sosyal etkileri
Kırışık, dikey yapılaşmanın özellikle çocukların gündelik yaşamı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti: 'Şu anda çocuklarımız apartmanda; 'kızım, oğlum yapma, hoplama, zıplama' denilerek büyüyor. Enerjisini atamıyor, koşamıyor, temiz havayla buluşamıyor.' Kırışık, yatay mimarinin daha sağlıklı yaşam koşulları sunduğunu ve mahalle kültürünü güçlendirdiğini ifade etti.
Raporun akademik çerçevesi ve temel bulgular
KAPGEM Kentleşme Politikaları Masası Başkanı Prof. Dr. Hatice Selma Çelikyay raporun geniş veri seti ve analizlerle hazırlandığını belirtti. Çelikyay, TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 67,9'unun 'yoğun kent' olarak tanımlanan yerleşimlerde yaşadığını ve bu alanların ülke yüzölçümünün yalnızca yüzde 1,6'sını oluşturduğunu aktardı. 2022 yılı itibarıyla bu yoğun alanlarda yaklaşık 58 milyon kişinin ikamet ettiği belirtilerek dengeli kentleşme ihtiyacına dikkat çekildi. Çelikyay, yatay mimarinin sadece bir konut tercihi olmadığını, aynı zamanda depreme dayanıklı, güvenli ve dirençli kentlerin oluşturulması açısından stratejik bir kent politikası seçeneği olduğunu vurguladı.
Uluslararası eğilimler
Sunumda dünya genelinde yatay mimari eğiliminin arttığına işaret edildi. OECD verilerine göre müstakil bahçeli konut oranları şu şekilde aktarıldı: Yeni Zelanda yüzde 83, Avustralya yüzde 70, Japonya yüzde 60, ABD yüzde 54 ve Kanada yüzde 52.
Devlet politikalarıyla örtüşme
Rektör Kırışık, raporun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yatay mimari yönündeki çağrı ve talimatlarıyla örtüştüğünü belirterek KAPGEM raporunun bu sürece bilimsel katkı sağlamayı hedeflediğini söyledi.
Sonuç: KAPGEM'in 'Yatay Mimari Politika Raporu', sayısal analizler ve saha değerlendirmeleriyle yatay yerleşim modelinin Türkiye için konut arzı, sosyal sağlık ve kentsel dayanıklılık açısından sunduğu potansiyeli ortaya koyuyor.
HAZIRLANAN "YATAY MİMARİ POLİTİKA RAPORU" BAŞLIKLI RAPOR, SAFRANBOLU KAMPÜSÜ TAŞ BİNA'DA DÜZENLENEN TOPLANTIYLA KAMUOYUNA TANITILDI