Kızılırmak'ta yapılan çalışma antibiyotik direnci konusunda endişe yarattı
Bartın'da düzenlenen Bilim Kafe etkinliğinde konuşan BARÜ Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Nakipoğlu, antibiyotik tüketiminin artışıyla etkinliklerinin azaldığını belirtti ve Kızılırmak Nehri'nden alınan su örneklerinde antibiyotik direnç genlerinin farklı türler arasında aktarıldığının tespit edildiğini açıkladı.
Etkinlik ve katılımcılar
Bartın Üniversitesi'nde Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Bilim İletişimi Ofisi koordinasyonunda düzenlenen Bilim Kafe programında, antibiyotik direncine dair uluslararası çerçeveden yapılan değerlendirmeler paylaşıldı. Söyleşide Londra Kingston Üniversitesinden Prof. Dr. Mouhamad Khoder, Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Nakipoğlu ve BARÜ Merkezî Araştırma Laboratuvarı Müdürü Prof. Dr. Cem Burak Yıldız konuşmacı olarak yer aldı.
Programın açılışında konuşan BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya, antibiyotik direncinin yalnızca sağlık sorunu olmayıp farklı boyutları olan küresel bir kriz olduğunu vurguladı ve üniversitelere düşen sorumluluklara dikkat çekti.
Antibiyotik kullanımı ve riskler
Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Nakipoğlu, Türkiye'nin antibiyotik tüketiminde yüksek sıralarda yer aldığını, en yoğun kullanım alanının hayvan çiftlikleri olduğunu söyledi. Nakipoğlu, antimikrobiyal direncin zaman içinde önceki dozların etkisiz kalmasına yol açtığını, dirençli bakterilerin hastane yatış sürelerini uzatabileceğini ve ölümcül sonuçlara neden olabileceğini belirtti. Ayrıca çiftliklerde kapalı yetiştirme koşullarında antibiyotiklerin evlerde ve hastanelerdeki kullanımdan daha yüksek dozlarda tüketildiğini ifade etti.
Su kaynakları ve atık su arıtımı
Nakipoğlu, antibiyotiklerin tamamen sindirilmeden atıldığını ve yüzey sularında biriktiğini belirterek atık su arıtma tesislerinin yeterliliğinin kritik önemde olduğunu vurguladı. Kızılırmak üzerinde yaptıkları çalışmada alınan su örneklerinden izole edilen bakterilerde antibiyotik direnç genlerinin türler arasında aktarıldığının saptandığını aktardı.
Ayrıca Nakipoğlu, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine dayandırarak, yeterli önlemler alınmazsa Türkiye'de dirençli enfeksiyonların oranının 2035 yılında %40'a ulaşabileceği ve ülkenin bu senaryoda Hindistan'dan sonra ikinci sıraya yerleşebileceği uyarısını paylaştı.
Önlemler ve araştırma iş birliği
Antibiyotik kalıntılarının yüzey sularında birikimini önlemek amacıyla Bartın Üniversitesi ile Londra Kingston Üniversitesi arasında iş birliği yürütüldüğünü belirten Nakipoğlu, projede özel antibiyotik giderim sistemleri geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Böylece hem sağlık hem çevre odaklı çözümler üretilmesi amaçlanıyor.
Prof. Dr. Mouhamad Khoder da su ortamındaki antibiyotik kalıntılarını gidermeyi hedefleyen "Antibiyotiklerin Biyolojik ve Çevresel Ortamlardan Uzaklaştırılması Yoluyla Antimikrobiyal Direncin Ele Alınması" başlıklı proje kapsamında yürütülen çalışmaları ayrıntılı olarak anlattı.
"BİLİM KAFE" ETKİNLİKLERİ KAPSAMINDA "HASTALIKLARDA ANTİBİYOTİKLERİN ETKİSİZ KALDIĞI BİR DÜNYAYA NE KADAR HAZIRIZ?" BAŞLIKLI SÖYLEŞİ DÜZENLENDİ