Uzmanlar yapay zekanın teknik ve psikolojik boyutlarına dikkat çekti
ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hande Alemdar ve Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi Psikiyatri İdari Sorumlusu Uz. Dr. Huriye Aslan, yapay zekanın getirdiği fırsatlar kadar riskleri de olduğunu İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine değerlendirdi.
Teknolojik gelişme, veri üretimi ve kapalı kutu sistemler
Yapay zeka kavramı 1950’lerde ortaya atıldı; internetin yaygınlaşmasıyla birlikte günlük hayatta sürekli veri üretilmesi mümkün hale geldi. Kullanıcı etkileşimleri büyük veri kaynaklarına dönüştü ve güçlü algoritmalar ile birleşince karmaşık problemleri çözebilen sistemler ortaya çıktı. Ancak dolaylı veri işleme süreçleri, mahremiyet riskleri ve dijital yalnızlaşma gibi olumsuz sonuçlar da gündeme geldi.
Doç. Dr. Hande Alemdar, bu sistemlerin büyük şirketler tarafından geliştirilen "kapalı kutu" yapıda olduğunu, bunların sahip olduğu veri ve işlem gücünün geniş çaplı erişime açık olmadığını belirtti. Alemdar, araştırmacıların erişebildikleri kadarıyla sistemleri test ettiğini ve yapılan çalışmaların bazı modellerde kendini kopyalama veya yedekleme benzeri özellikler gösterdiğini ancak bunun şu an için "korkulacak seviyede" olmadığını söyledi. Alemdar, bu testlerin amaçlarından birinin geliştiricilerin hangi özellikleri sisteme eklediğini anlamak olduğunu vurguladı.
Veri paylaşımı ve kullanıcı sorumluluğu
Alemdar, kullanıcıların internetteki etkileşimleri sırasında bilinçli ya da bilinçsiz olarak veri ürettiğini; bir sayfadaki onay kutusuna tıklamanın bile veriye erişim izni vermek anlamına geldiğini ifade etti. "Gerçekten çalmıyorlar, biz onlara o yetkiyi vermiş oluyoruz" diyen Alemdar, verilerin kullanılmasını istemeyenlerin en iyi korunma yönteminin bu ortamlardan uzak durmak olduğunu fakat bunun pratikte mümkün olmayabileceğini ekledi.
Ayrıca Alemdar, hangi verinin ne amaçla kullanıldığının kapalı kutu sistemler nedeniyle çoğu kişinin erişiminde olmadığını, ilk yapay zeka sistemlerinin bazı kitaplardan ve telifli eserlerden yararlanması sonrası açılan davaların beklenen sonuçları vermediğini anlattı. "Kullanıcı olarak dikkatli olmalıyız ama nasıl engelleyebileceğimizin sorusunu henüz bilmiyoruz" şeklinde konuştu.
Hukuk, etik ve eğitimde yapay zekanın geleceği
Alemdar mevcut hukuki altyapının yapay zekanın hızına yetişemediğini söyledi: "Bir şeyin hukuki olması etik olduğu anlamına da gelmiyor. Hem etik hem hukuki boyutta tartışılmalı ve ciddi önlemler alınmalı." Eğitimde yapay zekanın kullanımının önemine değinen Alemdar, bu teknolojiyle büyüyen yeni nesil için eğitim sistemlerinin gözden geçirilmesi gerektiğini ve yapay zekayı kullananların avantajlı olabileceğini belirtti.
Psikolojik riskler: Yapay zekayla dertleşme ve sonuçları
Uz. Dr. Huriye Aslan ise yapay zekayla duygusal paylaşımların bazı kişilerin tanı ve tedavi süreçlerini geciktirebileceğini, aşırı destekleyici ve valide edici dilin mevcut patolojiyi arttırabileceğini söyledi. Aslan, son dönemde yapay zekayla dertleşme sonrası intihar veya başkasına zarar verme olaylarının gündeme geldiğini, bunun yanı sıra sosyal izolasyon ve yalnızlaşma riskinin bulunduğunu ifade etti.
Aslan, veri gizliliğinin net olmaması nedeniyle kullanıcıların söylemlerinin başka yerlerde kullanılabileceği uyarısında bulundu ve yapay zekanın tıbbi etik yerine ticari hedeflerle geliştirildiğini vurguladı: "Tıbbi bir profesyonellikten çok ticari uygulamalar olarak karşımıza çıkıyor."
Profesyonel destek şart, yapay zeka tamamlayıcı olabilir
Uz. Dr. Aslan, ruhsal sorun hissedenlerin öncelikle sağlık profesyoneline başvurması gerektiğini, yapay zekanın ruhsal anlamda tam profesyonel destek sağlamayacağını söyledi. Yapay zekanın psikiyatristlerle entegre, gözetim altında ve veri gizliliği ile yasal sınırları net olacak şekilde kullanılması halinde alana katkı sağlayabileceğini ekledi. Sonuç olarak her iki uzman da yapay zekanın tamamen reddedilmemesi, ancak risklerinin farkında olunarak etik ve hukuki çerçevede dikkatle uygulanması gerektiğini belirtti.
HANDE ALEMDAR