Türkiye'de HIV vakalarında artış: Nilüfer'de farkındalık semineri
Nilüfer'de Sağlık buluşmasında HIV ve AIDS konuşuldu
Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen 'Nilüfer'de Sağlık' etkinliği kapsamında gerçekleştirilen 'HIV/AIDS Yeterince Farkında Mıyız?' başlıklı seminer, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi'nde yapıldı. Programa Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin ile bilgi edinmek isteyen çok sayıda vatandaş katıldı. Oturumda Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emin Halis Akalın ve akademisyen Doç. Dr. Uğur Önal konuştu.
Türkiye'deki tablo: artış eğilimi
Prof. Dr. Emin Halis Akalın, dünyada bazı bölgelerde yeni HIV enfeksiyonlarının azaldığı alanlar olsa da Türkiye'nin durumunun farklı olduğunu belirtti. HIV'in 1980'li yıllardan beri süregelen ciddi bir salgın olduğunu hatırlatan Akalın, resmi kayıtlara göre yaklaşık 60 bin kişinin tanı aldığını, tanı olmamışlarla birlikte bu sayının ikiyle çarpılması gerektiğini ifade etti. Akalın, günümüzde etkili tedaviler sayesinde hastalara artık 'HIV pozitif' demek yerine 'HIV ile yaşayan birey' demenin tercih edildiğini; tedaviyle yaşam beklentilerinin HIV ile yaşamayanlarla benzer düzeye geldiğini vurguladı.
Akalın, belediyenin bu konudaki farkındalığı nedeniyle Nilüfer Belediyesi'ne teşekkür ederek, belediye bünyesindeki Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi'nin anonim test imkânı sağlayarak damgalama ve ayrımcılığı önlemede hayati görev üstlendiğini belirtti.
Bulaşma, korunma ve tedavinin önemi
Doç. Dr. Uğur Önal, hastalığın bulaş yolları ve korunma yöntemleri konusunda yanlış algılara değindi. Önal, HIV'in en sık bulaşma yolunun korunmasız cinsel temas olduğunu, ancak tokalaşma, sarılma, aynı havayı soluma veya ortak çatal-bıçak kullanımıyla kesinlikle bulaşmadığını açıkladı. Ayrıca, bir kişinin ilaçlarını düzenli kullanıp kanda virüsü tespit edilemeyecek düzeye indirirse artık bulaştırıcı kabul edilmediğini söyledi; bunun hem toplum sağlığını koruduğunu hem de kişilerin çocuk sahibi olabilmelerine ve normal yaşamlarını sürdürebilmelerine imkân tanıdığını belirtti.
Erken tanı en güçlü silah
Akademisyenler, erken tanının hem bağışıklık sisteminin çökmesini önlemek hem de toplum içinde yayılımı durdurmak için en güçlü yöntem olduğuna dikkat çekti. Seminer, konuşmacı akademisyenlerin katılımcıların sorularını yanıtlamasıyla sona erdi.
BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI BAŞKANI PROF. DR. EMİN HALİS AKALIN, DÜNYADA HIV VAKALARININ AZALMA EĞİLİMİNE GİRDİĞİ YERLER OLSA DA TÜRKİYE’DEKİ TABLONUN FARKLI OLDUĞUNU VURGULADI.
