MHP’li Özdemir: Yunanistan’ın ihlalleri nedeniyle sabrımız tükenmek üzere
Milliyetçi Hareket Partisi Kayseri Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, TBMM’de Dışişleri Bakanlığı bütçesi hakkında parti grubu adına yaptığı konuşmada bölgesel gelişmeleri ve Türkiye’nin tutumunu değerlendirdi.
Bölgede artan çatışma ve Türkiye’nin rolü
Özdemir, son 50 yılda Balkanlar, Karadeniz, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Kafkasya başta olmak üzere çevremizde 70’den fazla savaş ve çatışma yaşandığını, bu hareketli coğrafyada olayların yönünü tayin edebilen bir ülke konumunda olduğumuzu vurguladı. Karabağ Savaşı ile Suriye’deki iç çatışma koşullarının nispeten düzene girmeye başladığı dönemde, kuzeyimizde Ukrayna ile Rusya, güneyimizde ise İsrail kaynaklı gerilimlerin Türkiye’yi yeni sınamalara soktuğunu belirtti.
Karadeniz’deki bazı gelişmelerin endişe verici ve kuşku uyandırıcı olduğuna dikkat çeken Özdemir, Polonya, Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerin Rusya karşıtı örtülü operasyonlarda kullanılma riski ve Karadeniz’e kıyısı olan bir ülkeye satılan savunma araçlarının hülle yoluyla tekrar Ukrayna’ya aktarılma çabalarının kaygı doğurduğunu söyledi. Karadeniz’de paravan ve nakil üssü ülkeler oluşturma girişimlerine karşı uyanık olunması gerektiğini ifade etti.
Montrö, arabuluculuk ve hukuki sorumluluk
Türkiye’nin hem egemenlik hem de Boğazlar üzerindeki hakimiyetini güvence altına alan Montrö Sözleşmesine yönelik ihlal girişimlerine karşı hassas davranılması gerektiğini belirten Özdemir, ülkemizin Ukrayna-Rusya savaşında tarafsız ve adil bir arabulucu rolü üstlendiğini, esir takası ve tahıl sevki gibi konularda sağlanan kolaylaştırıcı rolün önemini vurguladı. Bu arabuluculuk konumunun, özellikle ABD ve İngiltere’nin yürüttüğü girişimlere karşı Türkiye’nin hukuki yükümlülüklerini kararlılıkla uygulamasını gerektirdiğini kaydetti.
Özdemir ayrıca ABD Başkanı tarafından sunulan, sonra revize edilen ve AB ile Ukrayna tarafından talep edilen ateşkes önerilerinin şimdilik sonuç vermediğini, Türkiye’nin arabuluculuk çabalarını olumlu bulduklarını söyledi. Ancak savaşın devam etmesi ve yayılma riskinin hâlâ sürdüğünün unutulmaması gerektiğini ekledi.
Küresel güç dengeleri ve bölgesel riskler
Rusya’nın 2025 yılı içinde somut karşılıklar vermeye başladığını, NATO üyesi bazı ülkelerin hava sahası ihlali gibi sınamalarla Rusya ile gerilim yaşadığını belirten Özdemir, ABD’nin Rusya’yı ya yanına çekme ya da etkisizleştirme stratejisinin Çin ile mücadelesi bağlamında devam ettiğini ifade etti. Ayrıca Japonya-Çin geriliminin arttığını ve 2026 yılında Avrasya dışındaki bölge dinamiklerini de etkileyebilecek yeni şartların ivme kazanmasının muhtemel olduğunu söyledi.
Yunanistan uyarısı: Lozan ve Paris ihlalleri
Özdemir, Yunanistan’ın Lozan ve Paris anlaşmalarını açıkça ihlal ettiğini söyleyerek şunları kaydetti:
"Lozan ve Paris anlaşmalarını açıkça ihlal eden Yunanistan, artık ipin ucunu iyice kaçırmıştır. Ege Denizi’ndeki adaları silahlandıran, boyunu aşan iş ve gündemlere kalkışan, Türkiye zıtlığını açıkça ortaya koyup sözde ittifaklar kuran Yunanistan için sabrımız tükenmek üzeredir."
Karasuları genişliğini 12 mile çıkarma yönündeki adımları mütecaviz bir niyet olarak değerlendiren Özdemir, böyle bir kararın alınması durumunda Türkiye’nin karşılık vereceğini, TBMM’nin daha önce aldığı kararın hâlâ geçerli olduğunu belirtti. Türkiye’nin kimsenin toprağında gözü olmadığını ancak egemenlik haklarına yönelik bir tehdit olması halinde gerekenin yapılacağını vurguladı.
Doğu Akdeniz, GKRY ve bölgesel ittifaklar
Özdemir, Doğu Akdeniz’in milli güvenlik açısından öneminin giderek arttığını söyleyerek GKRY ve Yunanistan’ın tek taraflı girişimlerinin Türkiye ve Kıbrıs Türklüğü’nün egemenlik haklarını ihlal ettiğini ifade etti. Mısır’ın da benzer girişimlerin hedefi olduğu yorumunu yaptı.
Mavi Vatan doktrinini, KKTC ve Libya ile imzalanan deniz yetki alanı anlaşmalarını ve BM’ye bildirilen coğrafi bilgileri ülkemizin haklarını koruma bakımından kazanımlar olarak sıralayan Özdemir, İsrail ile Hindistan arasında anılan "IMEC" projesinin Doğu Akdeniz’de yeni dengeler oluşturma çabası olarak takip edilmesi gerektiğini belirtti.
İsrail’in GKRY’ye ileri nesil silah sevkiyatları ve Yunanistan’ın askeri altyapısını güçlendiren adımlarının Türkiye tarafından sessiz karşılanmaması gerektiğini söyleyen Özdemir, bu politikaların ABD güdümünde şekillendiği değerlendirmesini paylaştı. Bölgede Yunanistan, GKRY ve İsrail eksenli bir Türkiye karşıtlığı olduğuna dikkat çekti.
Diplomasi, ittifaklar ve gelecek politikalar
Özdemir, Türkiye’nin beka mücadelesinin yalnızca savunma değil, ikili ve çok taraflı ilişkileri de kapsadığını, KKTC ve Libya ile yürütülen ilişkilerin Mısır, Suriye ve Lübnan ile makul zemine taşınması gerektiğini söyledi. Aksi takdirde bölgedeki restleşmelerin askeri çatışmaya dönüşme riskinin bulunduğunu belirtti.
Bu çerçevede partisi tarafından daha önce ilan edilen Kudüs Paktı ve TRÇ (Türkiye, Rusya ve Çin İttifakı) seçeneklerinin devreye alınması gerektiğini savunan Özdemir, ülkenin çıkarları doğrultusunda alternatif tedbirlerin hayata geçirilmesinin önemine değindi.
Kapanış ve teşekkür
Konuşmasını bitirirken Dışişleri Bakanlığı bütçesine MHP olarak olumlu oy vereceklerini söyleyen Özdemir, dışişleri personeline teşekkür etti ve TBMM'yi sevgi ve saygıyla selamladı.
İsmail Özdemir ve Milliyetçi Hareket Partisinin bu değerlendirmeleri, özellikle Ege ve Doğu Akdeniz eksenindeki gerilim ve Türkiye’nin hukuki-askeri reflekslerinin altını çizmektedir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ (MHP) KAYSERİ MİLLETVEKİLİ VE GENEL BAŞKAN YARDIMCISI İSMAİL ÖZDEMİR, DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI BÜTÇESİ ÜZERİNE MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ GRUBU ADINA YAPTIĞI KONUŞMASINDA, “LOZAN VE PARİS ANLAŞMALARINI AÇIKÇA İHLAL EDEN YUNANİSTAN, ARTIK İPİN UCUNU İYİCE KAÇIRMIŞTIR” DEDİ.