Lupus (Kelebek Hastalığı): Tanı, Belirti ve Tedavi Rehberi
Medicana Sağlık Grubu İç Hastalıkları BölümüMedicana International İzmir Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Murtaza Çit, halk arasında kelebek hastalığı olarak bilinen lupus hakkında önemli uyarılarda bulundu.
Hastalığın doğası ve hangi organları etkilediği
Uzm. Dr. Murtaza Çit, lupusun bağışıklık sisteminin dokulara karşı reaksiyon geliştirmesiyle ortaya çıkan, çok sayıda organı tutabilen kronik bir hastalık olduğunu belirtti. Hastalık; eklemler, cilt, akciğer, kalp, böbrek, karaciğer ve organ zarları gibi hayati yapıları etkileyebilir. Bu nedenle tanının gecikmesi hayati riskler doğurabilir.
Tetikleyiciler ve nedenler
Hastalığın kesin nedeninin bilinmediğini söyleyen Uzm. Dr. Murtaza Çit, genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol oynayabileceğini aktardı. Güneş ışığı, dış ortam alerjenleri ve radyasyon gibi çevresel etkenlerin hastalığı tetikleyebileceğine dikkat çekti.
Belirtiler ve sıklıkla karıştığı durumlar
Lupus genellikle yüzde, burun ve yanaklarda görülen kızarıklıklarla anılsa da; halsizlik, yorgunluk, kas-eklem ağrıları, ateş, eklem şişlikleri ve cilt döküntüleri gibi pek çok belirtisi bulunuyor. Bu semptomlar romatizmal hastalıklarla, özellikle romatoid artritle karışabiliyor. Uzm. Dr. Murtaza Çit, sadece eklem ağrısı ile gelen hastalarda tanının güçleşebileceğini, bu yüzden semptomların dikkatle izlenmesi gerektiğini söyledi.
Tanı yöntemleri ve prevalans
Tanıda otoimmün testlerin önemli rol oynadığını belirten Uzm. Dr. Murtaza Çit, antinükleer antikor (ANA) pozitifliğinin lupus tanısında yol gösterici olduğunu; gerekirse anti-dsDNA ve antifosfolipid antikorların da pozitif olabileceğini ifade etti. Verilere göre lupus 100 bin kişiden yaklaşık 15-20'sinde görülüyor; tanı zorluğu nedeniyle bu verilerin az gösteriyor olabileceği vurgulandı.
Tedavi yaklaşımı ve takip
Lupusun tedavisinin semptomlara göre planlandığını anlatan Uzm. Dr. Murtaza Çit, alevlenme dönemlerinde bağışıklık yanıtını baskılamak için yüksek doz kortizol tedavisi uygulanabildiğini; kortizolün yetersiz kaldığı durumlarda immün sistemi baskılayıcı diğer ilaçlara geçildiğini söyledi. Tedavinin amacı immün sistemi düzenleyerek hastalığın seyrini kontrol altına almak olup, dozlar alevlenme ve sakin dönemlere göre ayarlanabiliyor. Hastaların ömür boyu takip ve tedavi gerektirdiğini, bağışıklık baskılayıcı ilaçlar nedeniyle enfeksiyon riskinin arttığını ve bunun da ciddi sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.
Öne çıkan noktalar: Lupus kadınlarda erkeklere göre 9 kat daha sık görülüyor. Hastalık multi-organ tutulumuna sahip olduğundan erken doğru tanı ve düzenli takip hayati önem taşıyor.
MEDİCANA SAĞLIK GRUBU İÇ HASTALIKLARI BÖLÜMÜ’NDEN UZM. DR. MURTAZA ÇİT