İzmit’in su medeniyeti zamana direniyor
Anadolu'nun katmanlı tarihine sahip kenti İzmit (Nikomedia), Roma İmparatorluğu döneminden Osmanlı'ya uzanan su yapılarıyla geçmişini sokaklarına taşımaya devam ediyor. Kentin su mimarisi, Roma dönemi su kemerlerinden Osmanlı hayratlarına kadar uzanan bir süreklilik sergiliyor.
Roma döneminin mühendislik çözümleri
Art Nicomedia Kültür Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Akın Ülkü Sevinç, İzmit'in Roma İmparatorluğu'na 46 yıl başkentlik yaptığını hatırlatarak kentin su ihtiyacının o dönemin mühendisliğiyle karşılandığını belirtiyor. Sevinç'e göre, Paşasuyu'ndan merkeze kadar uzanan antik su kemeri sistemi; içme suyu ile hamam ve tuvaletlerin hijyen gereksinimlerini karşılıyordu.
Sevinç, kentin tarihine ilişkin şu bilgileri paylaşıyor: İzmit'in yaklaşık 2700 yıllık bir geçmişi bulunuyor. İlk yerleşim, Astakos adıyla anılan bölgeye, milattan önce 8. yüzyılda Megaralılar tarafından başlıyor. I. Nikomedes döneminde, milattan önce 3. yüzyılda, kentte yeni yerleşim alanları oluşturuluyor ve Nicomedia olarak anılan kentin imar faaliyetleri sürüyor. Milattan sonra 284 yılında ise Diocletianus tarafından Roma İmparatorluğu'nun başkenti ilan ediliyor.
Plinius ve Trajan döneminde su temini
Roma döneminde Bithynia valisi Plinius'un girişimleriyle ve İmparator Trajan'ın desteğiyle Paşasuyu bölgesinden kent merkezine kilometrelerce uzanan bir su kemeri sistemi inşa edildi. Sevinç, bu sistemin günümüzde bazı parçalarının depremler nedeniyle yıkıldığını, ancak dönem için kritik bir altyapı olduğunu vurguluyor.
Osmanlı hayrat geleneği ve mahalle çeşmeleri
Roma döneminin kitlesel su yapılarından sonra Osmanlı döneminde su, estetik ve hayrat kültürüyle birleşti. Sevinç, özellikle Orhan, Akçakoca ve Hacı Hasan mahallelerinde yoğunlaşan tarihi çeşmelerin bu geleneğin izlerini taşıdığını söylüyor. Orhan Camii karşısında yer alan Canfeda Ketuda Hatun Çeşmesi örneğinde olduğu gibi, saray çevresinden gelen hayrat geleneği kentte geniş yer buldu.
Canfeda Hatun, III. Murat'ın annesi Nurbanu Sultan'ın cariyelerinden biri olarak biliniyor ve Sevinç'in aktardığına göre yalnızca İzmit'te değil, Doğu Marmara'da Düzce, Sakarya ve Bolu gibi illerde de birçok çeşme yaptırdı. İzmit'te onun adını taşıyan çeşmelerin sayısı birden fazla.
Tarihi mirasın önemi
Depremler ve zamanın etkisine rağmen kentte ayakta kalan su yapıları, İzmit'in farklı uygarlıklar tarafından şekillendirilen mirasını gözler önüne seriyor. Roma mühendisliği ile Osmanlı hayrat estetiğinin bir arada görüldüğü bu yapılar, kentin tarihi kimliğinin belirgin unsurları olarak korunmayı ve yaşatılmayı bekliyor.
Akın Ülkü Sevinç'in vurguladığı gibi, İzmit'in su yapıları sadece teknik altyapı değil; kentin tarihini, sosyal dokusunu ve kültürel sürekliliğini gösteren değerlerdir.
İZMİT, İMPARATOR TRAJAN DÖNEMİNDE İNŞA EDİLEN MÜHENDİSLİK HARİKASI SU KEMERLERİNDEN, OSMANLI DÖNEMİNİN İNCE İŞÇİLİKLİ HAYRATLARINA UZANAN ZENGİN SU YAPILARIYLA TARİHE TANIKLIK EDİYOR.