İklim değişikliği doğrudan insan sağlığını ve su güvenliğini tehdit ediyor
Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü tarafından düzenlenen İklim Değişikliği, Doğa ve İnsan semineri, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi'nde gerçekleştirildi. Etkinlikte iklim krizinin doğa ve insan yaşamına etkileri bilimsel veriler ışığında tartışıldı.
Seminerin amacı ve kapsamı
Seminerin amacı, iklim değişikliğinin biyolojik çeşitlilikten insan sağlığına, su güvenliğinden yaşam kalitesine uzanan sonuçlarını değerlendirmek ve farkındalık yaratmaktı. Sunumlarda paleoiklim verileri, türlerin uyum süreçleri ve insan faaliyetlerinin doğaya etkileri ele alındı.
Prof. Dr. Özge Özden'in vurguları
Prof. Dr. Özge Özden: "İklim değişikliği yalnızca çevreyi değil, doğayı, toplumsal yaşamı, ekonomiyi ve insan sağlığını tehdit eden çok boyutlu bir krizdir". Açılış konuşmasında Prof. Dr. Özden, iklim konusunun ülke gündeminde öncelikli hale gelmesi gerektiğini belirterek, "Bu kadar büyük bir tehdide rağmen iklim değişikliği ülke gündeminde en öncelikli sıralarda yer almıyor. Oysa yer almalı, çünkü geciktikçe etkisi derinleşiyor" ifadelerini kullandı. Ayrıca, bilimsel birikimin eyleme dönüşmesinin önemini şu sözlerle dile getirdi: "Bilim bize ne yapmamız gerektiğini açıkça söylüyor; geriye kalan bunu uygulama kararlılığıdır".
Prof. Dr. Salih Gücel'in sunumu
Prof. Dr. Salih Gücel sunumunda iklim değişikliğinin sadece meteorolojik değil, aynı zamanda ekosistemleri ve insan yaşamını doğrudan etkileyen çok yönlü bir kriz olduğunu vurguladı. "Geleceğimizi iyi görebilmek için geçmişimizi doğru anlamak zorundayız" diyerek iklim tarihinin incelenmesinin önemine dikkat çekti.
Prof. Dr. Gücel, artan sıcaklıklar ve azalan su kaynaklarının bitkiler üzerindeki baskısını örneklerle anlattı. Sunumda, su stresi altındaki bitkilerin stomalarını kapatarak su kaybını azaltmaya çalıştığı, bunun sonucunda ışık solunumu sürecinin oksijen zehirlenmesine ve bitkinin ölümüne yol açabilecek bir zincir başlatabildiği ifade edildi: "Bitkiler, enerji ihtiyacını karşılamak için ışık solunumu yapmaya başladığında, bu süreç oksijen zehirlenmesine ve bitkinin ölümüne kadar giden bir zincir oluşturuyor". Maki bitki örtüsünde ve yükseltiye bağlı su ilişkilerinde bu durumun belirgin olduğu kaydedildi.
İklim değişikliğinin şehirleşme, çölleşme ve vektör kaynaklı hastalıklar gibi insan sağlığını doğrudan etkileyen alanlarda riskleri artırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Gücel, "İklim değişikliğinin doğrudan ve dolaylı etkileri var. Biyolojik çeşitlilik kaybından sağlığa, şehirleşmeden su güvenliğine kadar her alanı yeniden şekillendiriyor" dedi. Ayrıca son yıllarda artan aşırı hava olaylarının balık ölümleri, denizel istilacı türlerde artış ve çölleşme eğilimi gibi sonuçlara yol açtığını belirterek, "Bu süreç, sadece ekosistemleri değil, doğrudan insan sağlığını, su güvenliğini ve yaşam kalitesini etkiliyor" sözlerine yer verdi.
Prof. Dr. Gücel, Fransa, İtalya ve Almanya'dan üniversiteler ve bilimsel araştırma kuruluşlarıyla yürüttüğü ortak araştırma projelerinden örnekler vererek, Kıbrıs adası için iklim değişikliğinin önemine vurgu yaptı. Sunum, sürdürülebilir planlama ve ekolojik farkındalığın artması gerekliliği mesajıyla sonlandı.
PROF. DR. SALİH GÜCEL