HPV çocuklara bulaşabilir: Uzman uyarısı ve korunma önerileri
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Bahtiyar Çiftci, Medicana International Samsun Hastanesi'ndeki değerlendirmesinde, HPV virüsünün vücut dışında 7-10 güne kadar canlı kalabildiğini ve aynı evde yaşayan çocuklara teorik olarak bulaşabileceğini belirtti. Çiftci, bu tür bir bulaşmanın ilerleyen yıllarda rahim ağzı kanseri ya da orofaringeal lezyonlara yol açma riskinin bulunduğunu ifade etti.
HPV ve rahim ağzı kanseriyle ilgili güncel veriler
Dr. Öğr. Üyesi Bahtiyar Çiftci, rahim ağzı kanserinin kadınlarda en sık görülen 4. kanser türü olduğunu ve bu kanserin büyük ölçüde HPV enfeksiyonlarına bağlı geliştiğini vurguladı. Her yıl dünyada 600 binden fazla kadına ilerlemiş rahim ağzı kanseri tanısı konulduğunu ve yaklaşık 340 bin kadının bu nedenle hayatını kaybettiğini aktardı.
Tarama ve testlerin önemi
Rahim ağzı kanseri taramalarının HPV DNA testi ve Pap smear ile yapıldığını söyleyen Çiftci, Pap smear ile rahim ağzı ve vajinadan alınan sürüntü örneklerinin patologlarca değerlendirildiğini, HPV DNA testinde ise en yüksek riskli 15 tipin tarandığını belirtti. HPV testinin kanseri tespit etme oranının yaklaşık %95, Pap smear testinin ise yaklaşık %60 civarında olduğunu aktardı.
HPV bulaşması, belirtiler ve olası sonuçlar
HPV'nin çocuklara bulaşması durumunda uzun yıllar belirti vermeyebileceğini, ancak ilerleyen dönemde rahim ağzı kanseri veya orofaringeal (boğaz) hastalıklara neden olabileceğini belirten Çiftci, HPV'nin sadece genital kanserlere değil aynı zamanda cildi etkileyen lezyonlara da yol açabileceğini hatırlattı. Rahim ağzı kanserinin ilk belirtileri arasında vajinal kanama, kötü kokulu akıntı ve yoğun akıntı şikayetlerinin yer aldığı ifade edildi.
Korunma ve tedavi yaklaşımları
Çiftci, HPV enfeksiyonundan korunmada aşılanma ve ulusal tarama programlarına uyumun önemine dikkat çekti. Aşının 26 yaşına kadar uygulanması durumunda koruyuculuğun yüzde 90’ın üzerinde olduğunu, aşılama programının 9 yaşından 45 yaşına kadar hem kadınlara hem de erkeklere önerildiğini, üst yaş sınırının olmadığını ancak risk grubundaki kişilere 45 yaş sonrası da aşılama önerilebileceğini söyledi.
Tedavi açısından şüpheli lezyon bulunduğunda ilk aşamada rahimin tamamen alınmasının gerekmediğini, şüpheli bölgenin çıkarılmasının yeterli olabileceğini ve rahim ağzının çıkarılmasının gebeliğe engel olmadığını ancak işlemin rahim ağzı yetmezliği ve erken doğum gibi komplikasyon risklerini artırabileceğini vurguladı. Bu nedenle işlem yapılan hastaların bilgilendirildiğini ifade etti.
Aşı detayları ve dozlama
HPV 16-18 pozitif hastalarda aşılanmanın önerildiğini belirten Çiftci, aşının 9 yüksek riskli HPV tipine karşı koruyuculuk sağladığını ve HPV pozitif olsa dahi aşılamanın yapılabileceğini açıkladı. Dozlama olarak 9-15 yaş arasında 2 doz, 15 yaşından sonra ise 3 doz uygulandığını aktardı.
Sonuç ve öneriler
Çiftci, genel hijyen kurallarına uymanın, düzenli tarama yaptırmanın ve uygun yaşlarda aşılanmanın HPV enfeksiyonundan korunmada kritik öneme sahip olduğunu belirterek, özellikle evde HPV pozitif bireylerle yaşayan ailelerin endişelerini azaltmak için tarama ve aşılama programlarına başvurmalarını önerdi.
KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANI DR. ÖĞR. ÜYESİ BAHTİYAR ÇİFTCİ, 7-10 GÜNE KADAR VÜCUT DIŞINDA HAYATTA KALABİLEN HPV VİRÜSLERİNİN ANNE İLE AYNI EVDE YAŞAYAN ÇOCUKLARA TEORİK OLARAK BULAŞABİLECEĞİNİ, BU BULAŞIN DA 25 YIL SONRA RAHİM AĞZI KANSERİ YA DA BOĞAZ LEZYONLARINA SEBEP OLABİLECEĞİNİ SÖYLEDİ.
