Türk Dermatoloji Derneği: Uyuz vakalarında artış, üç yıl süren olgular bildiriliyor
Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Su Küçük ve Medicana Ataköy Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Gülsüm Gençoğlan, son dönemde artış gösteren uyuz vakalarına dair uyarılarda bulundu ve tanı, tedavi ile bulaşma yollarına ilişkin bilgi verdi.
Vakaların seyrine ilişkin uyarılar
Prof. Dr. Özlem Su Küçük, «Son 30 yıldır uyuz vakaları yükselişte» diyerek son 2-3 yıldır devam eden artışı aktardı. Hastaların bir kısmında tedavi edilmediğinde veya yanlış uygulama yapıldığında hastalığın 2-3 yıl kadar kronikleşebildiğini, hatta bazı olgularda 3 yıl süren uyuz vakaları duyduklarını söyledi.
Küçük, «Tek bir kişinin tedavi olması yetmez» vurgusunu yaparak etraftaki kişilerin tedavi edilmemesi ve ilaçların yanlış uygulanmasının tedavi başarısını düşürdüğünü belirtti. Tedavinin tüm vücuda uygulanması gerektiğini, ilaçların 8-12 saat kadar bekletilmesinin önerildiğini aktardı.
Belirti, tanı ve tedavi yaklaşımı
Her iki uzman da uyuzun en belirgin belirtisinin kaşıntı olduğunu; özellikle sıcakta ve geceleri artan kaşıntı şeklinde şikayetlerin geldiğini ifade etti. Prof. Dr. Gençoğlan, polikliniğe başvuruların kış aylarında arttığını ve vakaların yüzde 30'unu oluşturduğunu söyledi.
Tanıda parazitin deride tünel oluşturduğunu, dermoskopla tespit yapılabildiğini ve ilaç tedavisinin kiloya uygun dozda kullanılması gerektiğini belirttiler. İlk dozdan sonra bir hafta ara verildiğini; bunun nedeninin ilacın canlı böcekleri hedefleyip yumurtalara etkili olmaması olduğunu açıkladılar. Tedavide ikinci dozun atlanmasının döngüyü yeniden başlatabildiği uyarısı yapıldı.
Bulaşma kaynakları ve önlemler
Uzmanlar, bulaşın en sık kıyafet ve yakın temas yoluyla gerçekleştiğini; kreşler, yurtlar, spor salonları ve oteller gibi kapalı alanların risk taşıdığını belirtti. Yastık kılıfı, çarşaf ve ortak kıyafet kullanımı ile kıyafet deneme kabinleri gibi durumların bulaşı artırdığına dikkat çekildi.
Korunmada ellerin sık yıkanmasının ve kişisel eşyaların paylaşılmamasının önemine vurgu yapıldı. Tedavi süresince kullanılan kıyafetlerin ve çarşafların 60 derecenin üzerinde yıkanması gerektiği belirtildi. Ayrıca küçük çocuklarda tedavi seçeneklerinin sınırlı olması nedeniyle döngünün devam edebileceği, bu durumun ebeveyn bakımını zorlaştırdığı ifade edildi.
Toplumsal farkındalık gereksinimi
Her iki uzman da hastalığın bir utanç meselesi gibi algılanmasının kişilerin çevresiyle paylaşımını engellediğini, bunun da yayılımı kolaylaştırdığını söyledi. Prof. Dr. Küçük, yurtlardan gelen başvurular olduğuna ve bazen yurtta kalan herkesin tedavi edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Gençoğlan ise bebek kaynaklı bulaşma örneği vererek geciken tanı ve tedavinin aile ve uyku düzeni üzerinde olumsuz etkileri olduğunu aktardı.
Özetle, uzmanlar erken tanı, doğru ilaç kullanımı, eş zamanlı çevre tedavisi ve toplu yaşam alanlarında önlemlerle uyuzla mücadelede başarı sağlanabileceğini vurguladı.
PROF. DR. GÜLSÜM GENÇOĞLAN