DOLAR
42,59 -0,05%
EURO
49,54 0,1%
ALTIN
5.751,9 -0,22%
BITCOIN
3.859.326,38 0,08%

Hakan Fidan: SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı ve dış politika öncelikleri

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan TBMM sunumunda Suriye, Gazze, Karadeniz, NATO-ABD ilişkileri ve 2026 bütçe teklifine ilişkin görüşleri paylaştı.

Yayın Tarihi: 09.12.2025 21:16
Güncelleme Tarihi: 09.12.2025 21:16

Hakan Fidan: SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı ve dış politika öncelikleri

Fidan'ın TBMM sunumu: Türkiye'nin dış politika öncelikleri ve 2026 bütçe teklifi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TBMM Genel Kurulu'nda Bakanlığın 2026 yılı bütçe sunumunu yaparak Türkiye'nin bölgesel ve küresel diplomasideki yaklaşımını özetledi. Cumhurbaşkanı liderliğinde yürütülen çok boyutlu dış politikanın, barış ve istikrarı destekleyen diplomatik girişimlere öncelik verdiğini vurguladı.

Gazze ve Filistin meselesi

Bakan Fidan, Gazze'de yaşananların bölgeyi ve küresel düzeni derinden etkilediğini belirtti. İsrail'in saldırılarının bölgeyi istikrarsızlaştırdığını ifade eden Fidan, «Gazze’de işlenen soykırımda şehit edilen Filistinli kardeşlerimizin sayısı 70 bini aşkın» olduğunu söyledi. Fidan, 7 Ekim sonrası oluşan uluslararası eğilimden ve 11 ülkenin Filistin Devleti'ni tanımasının iki devletli çözüm iradesini küresel bir mutabakata dönüştürdüğünü kaydetti.

Türkiye'nin ateşkesin sağlanması ve insani yardımın kesintisiz ulaştırılması için yoğun çaba gösterdiğine işaret eden Fidan, New York diplomasisinin 10 Ekim'de yürürlüğe giren mutabakat ve Şarm el-Şeyh Zirvesi ile somut sonuçlar verdiğini söyledi. Ayrıca, "Küresel Sumud Filosu"na katılan Türk vatandaşlarının güvenliği için 17 ülke ile ortak duruş sergilendiğini ve tahliye ile insani yardım süreçlerinde tüm imkânların seferber edildiğini belirtti. Bakanlık, nihai hedef olarak 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti'nin tesis edilmesini vurgulamaktadır.

Suriye: 10 Mart Mutabakatı ve geri dönüşler

Fidan, Suriye'nin 8 Aralık itibarıyla geri dönülemez bir döneme girdiğini söyleyerek ülkenin uluslararası topluma yeniden entegrasyonunda kısa sürede mesafe kat edildiğini aktardı. Suriye'de farklı dini ve etnik grupların huzur içinde bir arada yaşadığı bir ülke hedefini desteklediklerini belirten Fidan, «Arapların, Türkmenlerin, Kürtlerin, Sünni, Dürzi, Hristiyan, Şii bütün kesimlerin eşit ve huzur içinde yaşadığı Suriye’yi görmek istiyoruz. Bu açıdan SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin bir an evvel hayata geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz» ifadelerini kullandı.

Rejimin devrilmesinden bu yana yaklaşık 560 bin Suriyeli kardeşin gönüllü, güvenli ve onurlu şekilde ülkesine döndüğünü açıklayan Fidan, Türkiye'de bulunan Suriyelilerin geri dönüşlerinin sürdürülebilir olması için yeniden imar ve kalkınma projelerinin hızlandırıldığını söyledi.

Rusya-Ukrayna savaşı ve Karadeniz güvenliği

Rusya-Ukrayna ihtilafının dördüncü yılına değinen Fidan, Türkiye'nin başından beri sorunun diyaloğun ve diplomasinin yollarıyla çözülmesi gerektiğini savunduğunu belirtti. 2025'te İstanbul'da yapılan üç tur doğrudan görüşmeye ev sahipliği yapıldığını hatırlatan Fidan, Karadeniz'de son dönemde yaşanan hadiselerin seyir, can, mal ve çevre emniyeti açısından riskler doğurduğunu ve savaşın Karadeniz sathına yayılmasının önlenmesi için tüm taraflarla temasların sürdüğünü dile getirdi. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin titizlikle uygulanmaya devam edeceğini vurguladı.

Irak, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz

Suriye vizyonunun Irak ilişkilerine de yansıdığını belirten Fidan, 4. Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey ile yeni bir dönemin başladığını, iki ülke arasında 38 anlaşma imzalandığını ve su konusundaki somut ilerlemeler ile Su Çerçeve Anlaşması finansman mekanizmasının tesis edildiğini aktardı. Irak'ın 'Terörsüz Türkiye' vizyonuna verdiği destekten memnuniyet duyduğunu söyledi ve Türkmen haklarının takipçisi olmaya devam edeceklerini ifade etti.

Kıbrıs konusunda ise Fidan, Kıbrıs'ın milli dava olduğunu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ettiği konuma ulaşmasının öncelikli hedef olduğunu ve Kıbrıslı Türklere uygulanan ambargoların kaldırılması için kararlı girişimlerin sürdüğünü belirtti. Doğu Akdeniz'de hakça paylaşım ilkesinden geri adım atılmayacağını vurguladı.

Libya, Mısır, İran ve bölgesel ilişkiler

Libya'nın Doğu Akdeniz'deki kilit ortaklardan biri olduğunu ifade eden Fidan, 2025 boyunca ilkeli ve kapsayıcı bir yaklaşımın sürdüğünü ve 'Tek Libya' politikasının desteklendiğini söyledi. Mısır ile artan üst düzey temasların memnuniyet verici olduğunu ve Türkiye-Mısır II. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısının 2026'da planlandığını aktardı.

İran ile yürütülen diyalogun hem ikili ilişkiler hem bölgesel güvenlik açısından özel öneme sahip olduğunu belirten Fidan, ticaret, enerji ve ulaştırma alanlarında işbirliğinin güçlendirildiğini ve 9. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısı hazırlıklarının sürdüğünü. Haziran ayında yaşanan 12 günlük çatışmanın ciddi riskler doğurduğunu hatırlatarak, tüm sorunların diplomasiyle çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Kafkasya, Azerbaycan ve Ermenistan

Azerbaycan ile ilişkilerin istisnai düzeyde devam ettiğini söyleyen Fidan, Ermenistan'la normalleşme sürecinin Bakü ile yakın eşgüdüm içinde ilerlediğini belirtti. Güney Kafkasya'da kalıcı barış için tarihi bir fırsat doğduğunu ve Türkiye'nin bu süreçte yapıcı rolünü sürdüreceğini ifade etti.

ABD, NATO, AB ve Çin ile ilişkiler

Stratejik ortak ABD ile diyalog ve eşgüdüm mekanizmalarının ortak çıkarlar temelinde yürütüldüğünü belirten Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 25 Eylül'de Washington'da Başkan Trump ile gerçekleştirdiği görüşmenin önemli bir kilometre taşı olduğuna işaret etti. Kasım ayında ABD'ye yapılan ziyaretlerde özellikle Suriye dosyası ve ulusal güvenlik konularının kapsamlı şekilde ele alındığını söyledi. Savunma sanayii kısıtlamalarının tamamen kaldırılması yönündeki çalışmaların kesintisiz sürdüğünü aktardı.

Türkiye'nin NATO içindeki güvenilir ve yüksek kabiliyet sahibi bir müttefik olarak öne çıktığını, savunma sanayii konusundaki tutumun 2023 Vilnius, 2024 Washington ve 2025 Lahey Zirvelerinde teyit edildiğini belirtti. 2026'da Türkiye ev sahipliğinde düzenlenmesi planlanan NATO Ankara Zirvesi'nin ittifakın hazırlık ve dayanıklılığını güçlendirecek sonuçlar üretmesinin hedeflendiğini söyledi.

AB üyeliği perspektifinin canlandırılmasının hedeflendiğini, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve Vize Serbestisi sürecinin hızlandırılmasının öncelikler arasında olduğunu aktaran Fidan, Çin ile ilişkilerin karşılıklı saygı temelinde sürdüğünü ve Kuşak ve Yol Girişimi'nin Orta Koridor ile uyumlaştırılmasına önem verildiğini belirtti. Uygur Türkleri'ne yönelik beklentilerin muhataplara iletilmeye devam ettiğini söyledi.

Bütçe verileri ve teklif

Fidan, Bakanlığın 2024 Kesin Hesap verilerini paylaşarak, 2024 yılı sonu itibarıyla Bakanlığa toplam 29,5 milyar TL ödenek tahsis edildiğini ve harcamanın 26,6 milyar TL olarak gerçekleştiğini bildirdi. 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifiyle Bakanlığa öngörülen tahsisat 46,8 milyar TL olarak açıklandı. Buna ilaveten, 9,3 milyar TL'si Ulusal Ajans ve AB programlarına ulusal katkı payı olmak üzere AB Başkanlığı için 10,2 milyar TL, Türk Akreditasyon Kurumu için ise 478 milyon TL tutarında bütçe teklifi sunuldu.

Sunum boyunca Fidan, Türkiye'nin diplomaside ön alıcı, sağduyulu ve gerçekçi bir yaklaşım sürdürdüğünü, bölgesel meselelerde temas ve eşgüdümünü yoğun şekilde devam ettirdiğini vurguladı.

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN, "ARAPLARIN, TÜRKMENLERİN, KÜRTLERİN, SÜNNİ, DÜRZİ, HRİSTİYAN, Şİİ...

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN, "ARAPLARIN, TÜRKMENLERİN, KÜRTLERİN, SÜNNİ, DÜRZİ, HRİSTİYAN, Şİİ BÜTÜN KESİMLERİN EŞİT VE HUZUR İÇİNDE YAŞADIĞI SURİYE’Yİ GÖRMEK İSTİYORUZ. BU AÇIDAN SDG İLE BAŞLATILAN 10 MART MUTABAKATI SÜRECİNİN BİR AN EVVEL HAYATA GEÇİRİLMESİNİN ÜLKENİN İSTİKRARINA BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAĞINA İNANIYORUZ" DEDİ.

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN, "ARAPLARIN, TÜRKMENLERİN, KÜRTLERİN, SÜNNİ, DÜRZİ, HRİSTİYAN, Şİİ...

Yazar
EDİTÖR

Gizem Şener

Merhaba, ben Gizem Şener. 24 yaşındayım, İzmir. itibarhaber.com Gündem için kültürel gündemi ve toplumsal değişimleri yazıyorum. Sanatın, sosyolojinin ve gündelik yaşamın siyasete etkisini inceliyorum. Ekibin en entelektüel üyesi olduğumu söylerler.