Bist 100
8.991,6 0%
DOLAR
31,96 -0,29%
EURO
34,49 -0,2%
ALTIN
2.322,44 -0,7%

Doç. Dr. Çakmak: Her kan bağışı bir çocuğa yeniden hayat verme gücüne sahiptir

Doç. Dr. Hatice Mine Çakmak, lösemi, tedavi seçenekleri, erken teşhis ve kan-kök hücre bağışının önemini anlattı; çocukluk çağı lösemilerinde iyileşme oranları arttı.

Yayın Tarihi: 07.11.2025 17:29
Güncelleme Tarihi: 07.11.2025 17:29

Doç. Dr. Çakmak: Her kan bağışı bir çocuğa yeniden hayat verme gücüne sahiptir

Doç. Dr. Hatice Mine Çakmak: Her kan bağışı bir çocuğa yeniden hayat verme gücüne sahiptir

Düzce Üniversitesi ve Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında uyarılar ve tedavi gelişmeleri

Doç. Dr. Hatice Mine Çakmak, 2-8 Kasım "Lösemili Çocuklar Haftası" nedeniyle yaptığı açıklamada, kan ve kök hücre bağışının lösemi tedavisinde yaşamsal öneme sahip olduğunu vurguladı. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı ile Çocuk Hematolojisi-Onkolojisi Bilim Dalı öğretim üyesi olan Çakmak, löseminin kemik iliğindeki kan yapıcı hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu ortaya çıkan bir kan kanseri olduğunu belirtti.

Çakmak, çocukluk çağı lösemilerinde en sık görülen tipin Akut lenfoblastik lösemi (ALL) olduğunu, bunun tüm çocukluk çağı lösemilerinin yaklaşık yüzde 75'ini oluşturduğunu söyledi. Daha az sıklıkla görülen tipler arasında Akut myeloid lösemi (AML) (%15–20) ve Kronik myeloid lösemi (KML) yer aldığını, JMML gibi kronik formların nadir olduğunu aktardı.

Belirtiler, erken tanı ve tedavi şansının önemi

Çocuklarda lösemi belirtilerinin çoğunlukla sinsi başladığını ve başka hastalıklarla karışabileceğini vurgulayan Çakmak, ailelerin dikkat etmesi gereken belirtileri şu şekilde sıraladı: nedeni açıklanamayan yorgunluk, solukluk, halsizlik; sık enfeksiyonlar ve uzun süren ateş; burun veya diş eti kanaması, ciltte morluklar; kemik veya eklem ağrıları, topallama; karın şişliği (dalak-karaciğer büyümesi); lenf bezi büyümeleri; iştahsızlık, kilo kaybı ve gece terlemeleri. Bu tür şikâyetler birkaç haftadan uzun sürerse anamnez, fizik muayene ve tam kan sayımı ile değerlendirme yapılması gerektiğini ifade etti.

Çakmak, erken teşhisin hastalığın santral sinir sistemi gibi dokulara yayılmadan tedavisini sağlamada belirleyici olduğunu; geç tanının ise organ tutulumu ve enfeksiyon riskini artırarak tedavi şansını düşürebileceğini belirtti.

Modern tedavi yaklaşımları ve başarı oranları

Son 20 yılda çocukluk çağı lösemi tedavisinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini söyleyen Çakmak, genetik profillere ve risk düzeylerine göre kişiselleştirilmiş kemoterapi protokollerinin hem başarıyı artırdığını hem de gereksiz ilaç yükünü azalttığını anlattı. Hedefe yönelik tedaviler kapsamında imatinib ve dasatinib gibi tirozin kinaz inhibitörlerinin bazı genetik alt tiplerde etkili sonuçlar verdiğini belirtti.

İmmünoterapi alanındaki yeniliklere de değinen Çakmak, blinatumomab, inotuzumab ve CAR-T hücre tedavilerinin, klasik kemoterapiye dirençli olgularda bile yüksek başarı sağladığını söyledi. Ayrıca kök hücre nakli protokollerinin güvenliğinin arttığını, nakil öncesi hazırlık ve destek tedavilerindeki gelişmelerle mortalite oranlarının azaldığını ve enfeksiyon kontrolü ile beslenme takibinin çocukların yaşam kalitesini yükselttiğini aktardı. Tüm bu yaklaşımların birleşimiyle çocukluk çağı lösemilerinde tam iyileşme oranının yüzde 95'in üzerine çıktığını vurguladı.

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi olanakları

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji biriminin hizmetleri hakkında bilgi veren Çakmak, hastanede 5 güne kadar yatarak kemoterapi uygulanabildiğini, aynı zamanda ayaktan kemoterapi seçeneklerinin bulunduğunu söyledi. Kan transfüzyonu ve enfeksiyon tedavileri gibi destek tedavilerinin de bu birimde sağlandığını belirtti.

Yanlış inanışların düzeltilmesi

Toplumda löseminin bulaşıcı olduğu, yalnızca kalıtsal olduğu, kemoterapinin mutlaka ağır olduğu veya kök hücre naklinin tek çare olduğu yönündeki yanlış inançlara değinen Çakmak, bu görüşlerin doğru olmadığını belirtti. Vakaların büyük çoğunluğunun kalıtsal olmadığını, genetik değişiklikler veya çevresel faktörlerin rol oynayabildiğini anlattı. Modern ilaçlar ve destek tedavileri sayesinde çocuklarda tedavi daha iyi tolere ediliyor ve birçok hastanın nakil olmadan da iyileşebildiğini söyledi.

Kan ve kök hücre bağışının önemi ve koşulları

Kan bağışının lösemi tedavisinde hayati olduğunu vurgulayan Çakmak, kan bağışı için koşulları şöyle açıkladı: 18–65 yaş aralığında, en az 50 kilogram ağırlığında ve genel sağlık durumu iyi olan bireyler kan verebilir. Bağışçının son dönemde enfeksiyon geçirmemiş, antibiyotik kullanmamış, dövme veya piercing yaptırmamış olması; ayrıca Hepatit B, Hepatit C, HIV ya da sifiliz gibi bulaşıcı hastalıkların bulunmaması gerektiğini söyledi. Erkeklerin yılda dört, kadınların ise yılda üç kez kan verebileceğini ve bağışlar arasında en az iki ay bulunması gerektiğini hatırlattı. Çakmak, "Her bir kan bağışı, bir çocuğa yeniden hayat verme gücüne sahiptir." sözleriyle çağrısını özetledi.

Kök hücre bağışına dair bilgiler de veren Çakmak, 18–50 yaş arası, sağlıklı ve kronik hastalığı olmayan herkesin kök hücre bağışçısı olabileceğini belirtti. Bağışçı kaydının birkaç tüp kan örneği ile TÜRKÖK sistemine yapılabildiğini, kök hücre naklinin hastanın kemik iliğinde bozulmuş kan yapımını yeniden başlatarak kalıcı iyileşme şansı sunduğunu söyledi. "Her kök hücre bağışı, bir lösemi hastasına ikinci bir hayat armağan etme potansiyeline sahiptir" diye ekledi.

Mesaj

Çocuk Hematolojisi-Onkolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hatice Mine Çakmak, "Çocukluk çağı lösemisi artık tedavi edilebilir bir hastalıktır; her yeni gün, bilim ve umutla daha fazla çocuğun sağlığına kavuştuğu bir başarı hikayesidir" diyerek ailelere ve topluma umut mesajı verdi.

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI VE ÇOCUK...

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI VE ÇOCUK HEMATOLOJİSİ-ONKOLOJİSİ BİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. HATİCE MİNE ÇAKMAK, 2-8 KASIM “LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR HAFTASI” DOLAYISIYLA BİLGİLENDİRMEDE BULUNDU.