Diyabet görülme yaşı okul öncesine kadar indi
Düzce Üniversitesi'nden uyarı
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında yaptığı açıklamada çocuklarda diyabet sıklığının arttığına dikkat çekti. Arslanoğlu, "Genel çocuk diyabeti sayılarının arttığı şeklinde bir takibimiz var, ancak sağlam istatistik veri yok. Ama çocuklarda tip 2 diyabetin arttığını, bir de diyabet görülme yaşının okul öncesi, hatta süt çocuklarına indiğini rahatlıkla söyleyebiliriz" dedi.
Tip 1 ve tip 2 diyabetin durumu
Arslanoğlu, çocukluk döneminde halen en sık gözlenen tipin tip 1 diyabet olduğunu ve bu durumun ömür boyu insülin gerektirdiğini vurguladı. Daha önce çocuk diyabetliler içinde tip 2 diyabet oranının yüzde 1 civarında olduğunu, ancak günümüzde kendi coğrafyalarında bu oranın yaklaşık yüzde 10 düzeyine çıktığını belirtti.
Erken belirtiler neler?
Çocuklarda diyabetin erken işaretleri hakkında aileleri bilgilendiren Arslanoğlu, en önemli belirtileri şu şekilde sıraladı: "Daha önceki durumuna göre artan su içme, idrara çıkma, yatağını ıslatma, halsizlik ve zayıflama." Hastalık ağırlaştığında ise sık ve derin nefes alma, ağızda asetona benzer koku, kusma ve bilinç bulanıklığı gibi ağır tabloların eklenebileceğini söyledi.
Tedavi prensipleri ve günlük yaşam
Çocuklarda diyabet tedavisinin temel prensiplerinin erişkinlerle benzer olduğunu, ancak tedavinin çok daha yoğun, titiz ve sık güncelleme gerektirdiğini belirtti. İnsülin kullanan çocuklar için günlük yaşamda dikkat edilmesi gerekenler konusunda Arslanoğlu, "En önemlisi en az 4 kez yapılacak olan insülin enjeksiyonlarının, zamanlama dahil, aksatılmamasıdır. İkinci sırada düzenli şeker takibi gelir. Ardından planlı beslenme. Planlı beslenme diyet anlamına gelmez... ama asıl önemli olan öğün alındığında önceden insülin gerektiğini unutmayarak gereksiz ara atıştırmalardan kaçınmaktır" ifadelerini kullandı.
Teknoloji ve yeni yaklaşımlar
Teknolojik gelişmelerin özellikle çocuk diyabetliler için hayati önemde olduğunu vurgulayan Arslanoğlu, glukoz sensörlerinin parmak delme gereksinimini azalttığını ve şeker dalgalanmaları hakkında daha detaylı bilgi sağladığını söyledi. Ayrıca gün içindeki insülin ihtiyacının değişkenliğini göz önünde bulundurarak, "yarı yapay pankreas" olarak tanımlanan akıllı pompalar olmadan aşırı dalgalanmaları önlemenin zor olduğunu belirtti.
Diyabet tedavisindeki yenilikleri üç ana başlıkta toplayan Arslanoğlu: teknoloji, hücresel tedaviler ve bağışıklık değiştirici yaklaşımlar; bunları "yapay pankreas, kök hücre ve ilaç-aşıyla diyabetin silinmesi" olarak özetledi.
Aktivite yönetimi ve eğitim
Fiziksel aktivitenin çocuk diyabetlilerin genel sağlığı için faydalı olduğunu söyleyen Arslanoğlu, aktivite esnasında insülin kullanan çocukların mutlaka eğitim alması gerektiğini belirtti. Aksi halde ciddi, yaşamı tehdit eden hipoglisemiler ortaya çıkabileceğini; bazı adrenalin tetikleyici etkinliklerde ise geçici hiperglisemi görülebileceğini ekledi.
Toplumsal mesaj
Konuşmasını Diyabet Haftası kapsamında ailelere ve topluma yönelik çağrıyla tamamlayan Arslanoğlu, çevreyi koruma ve sağlıklı yaşam tarzı edinmenin diyabetten korunmada veya hastalığın vücutta yol açacağı hasarı azaltmada etkili olduğunu söyledi. Ayrıca diyabet konusunda bilinçlenmenin erken tanı konmasını sağlayacağını ve diyabetli bireylere okulda, işte ve toplum yaşamında fırsat eşitliği yaratılmasına katkı sunacağını belirterek sözlerini sonlandırdı.
DÜZCE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİ BİLİM DALI BAŞKANI PROF. DR. İLKNUR ARSLANOĞLU, ÇOCUKLARDA TİP 2 DİYABETİN ARTTIĞINI VE DİYABET GÖRÜLME YAŞININ OKUL ÖNCESİ, HATTA SÜT ÇOCUKLARINA İNDİĞİNİ SÖYLEDİ.