TSRM Kongresi: Doğurganlık düşüyor, IVF ekonomik ve toplumsal açıdan stratejik
Antalya'da gerçekleştirilen 13. Üreme Sağlığı ve İnfertilite Kongresi'nde Türkiye'nin azalan doğurganlık oranları, In Vitro Fertilizasyon (IVF) uygulamalarının ekonomik boyutu ve yumurta dondurmanın yaşa bağlı başarısı bilimsel veriler ışığında tartışıldı. Kongrede sunulan çalışmalar, IVF erişiminin genişletilmesinin hem demografik hem de ekonomik açıdan önem taşıdığını gösteriyor.
Kongre ve katılımcı profili
Türk Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği (TSRM) tarafından düzenlenen 13. Üreme Sağlığı ve İnfertilite Kongresi 20–23 Kasım tarihlerinde Antalya'da yapıldı. Toplamda 27 ülkeden 100'ün üzerinde yabancı katılımcının yer aldığı etkinlikte 800'ü aşkın uzman bir araya geldi. Kongrede 185 yerli ve 38 yabancı bilim insanı sunum yaparken; 14 Bilimsel Oturum, 68 Yuvarlak Masa Toplantısı, 4 Uydu Sempozyumu, 3 Hemşirelik Oturumu ve 4 Kurs düzenlendi. Ayrıca 41 sözel ve 6 poster bildiri sunuldu.
IVF’nin ekonomik değerlendirmesi
Prof. Dr. Barış Ata (TSRM Başkanı ve Kongre Başkanı) Hacettepe Üniversitesi ve Anatolia Tüp Bebek Merkezi işbirliğiyle yapılan ekonomik analiz sonuçlarını paylaştı. Çalışmada, devletin IVF maliyetlerinin yüzde 80'ini karşıladığı senaryoda bile IVF ile doğan bir bireyin 40 yaşından itibaren devlete net katkı sağlamaya başladığı belirtildi. Araştırmaya göre bir canlı doğuma ulaşmak için ortalama kamu maliyeti 3.785 dolar; buna karşılık IVF ile doğan bir bireyin devlet bütçesine indirilmiş değerle ortalama 1.651 dolar net vergi katkısı bulunuyor. Ata, "IVF ülkenin üretim gücünü ve vergi tabanını destekleyen stratejik bir yatırım" ifadesini kullandı.
Aynı çalışma, doğal gebelikle dünyaya gelen bireylerde mali denge yaşının 38 iken, IVF ile doğanlarda bu dengenin ortalama 40'ta gerçekleştiğini, 38 yaşına kadar olan anne yaş gruplarında devletin IVF'ye yaptığı yatırımın pozitif net getiri sağladığını gösteriyor. Prof. Dr. Ata, Sağlık Bakanlığı'nın IVF desteğinde yaş sınırı ve deneme sayısına yönelik kapsam genişletme hazırlığında olduğunu da hatırlattı.
Yumurta dondurma: Yaş başarıyı belirliyor
Prof. Dr. Yaprak Üstün (TSRM Genel Sekreteri) dondurulan yumurta sayısı ile canlı doğum şansı arasındaki ilişkinin yaşa göre dramatik farklılıklar gösterdiğini vurguladı. Üstün, "42 yaşındaki bir hastanın eve sağlıklı, canlı bir bebek götürebilmesi için en az 33 yumurta dondurulması gerekiyor" dedi ve ekledi: "Yaklaşık 32 yaşında 15 oositin toplanması canlı doğum için yeterli olabiliyor." Bu değerlendirmeler nomogramlara dayanıyor ve klinik danışmanlıkta bu veriler kullanılıyor.
Prof. Dr. Işıl Kasapoğlu (TSRM Yönetim Kurulu Üyesi ve Kongre Sekreteri) ise mevcut yönetmelikteki yumurta dondurma kriterlerinin rezerv azalmasını beklemeden erken dönemi kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Kasapoğlu, yumurta dondurmada sayı ve kalite korunurken yapılan uygulamaların daha etkili olacağını, SGK tarafından şu anda yumurta dondurmanın karşılanmadığını vurguladı.
Eğitim, erken bilgilendirme ve koruyucu öneriler
Uzmanlar, genç yaşlarda bilgilendirmenin önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Yaprak Üstün, genç kızların 15 yaşından itibaren kadın doğum hekimleriyle buluşturulmasının ve adolesan muayenesinin yaygınlaştırılmasının gerektiğini söyledi. TSRM'nin lise ve ortaokullarda yürüttüğü üreme sağlığı eğitim projelerinin benzer şekilde genişletilmesi önerildi.
Infertilitenin dünya genelinde her 100 kadından 10–12'sini etkilediği hatırlatıldı. Üstün, çevresel faktörler ve endokrin bozucuların erken menopoza ve üreme sorunlarına katkı sağladığını belirterek plastik kullanımının azaltılması, güvenli su tercihleri ve kişisel bakım ürünlerinin içeriğine dikkat edilmesi gibi önlemleri önerdi.
Erken menopoz ve genetik tarama
Prof. Dr. Barış Ata erken menopoz sıklığının yüzde 1 olduğunu, yani "her 100 kız çocuğundan biri doğduğu anda 40 yaşından önce menopoza girecek bir yapıya sahiptir" tespitiyle uyarıda bulundu. Ata, genetik tarama panellerinin erken menopoz riskinin doğumdaki tespitinde rol oynayabileceğini; risk saptandığında 25 yaş civarında düzenli izlem ve uygun zamanda yumurta dondurma gibi koruyucu adımların planlanabileceğini belirtti.
Yan dal eğitimi ve mesleki yapı önerileri
Prof. Dr. Ata, Türkiye'de üreme endokrinolojisi ve infertilitenin bağımsız bir yan dal olarak tanımlanmamasını önemli bir eksiklik olarak nitelendirdi. ABD, Kanada ve İngiltere'deki 2–3 yıllık yapılandırılmış yan dal programlarına atıfta bulunan Ata, 6 aylık sertifika programlarının üreme tıbbının çok disiplinli yapısını karşılamadığını söyledi ve ESHRE'nin Avrupa genelinde kabul edilen müfredatına uyum sağlanmasının eğitim kalitesini artıracağını vurguladı.
Diğer öneriler ve toplumsal etkiler
Doç. Dr. Ali Sami Gürbüz evlilik yaşının kariyer nedeniyle gecikmesinin infertiliteyi artırdığını, yumurta dondurma uygulamasının serbestleştirilmesinin çiftlerin çocuk sahibi olma şansını yükselteceğini belirtti. Kongredeki tüm bulgular, karar vericilere IVF ve üreme sağlığına yönelik kapsamlı destek mekanizmalarının demografik ve ekonomik açıdan haklılığını gösteriyor.
TÜRK ÜREME SAĞLIĞI VE İNFERTİLİTE DERNEĞİ (TSRM) BAŞKANI PROF. DR. BARIŞ ATA, ARAŞTIRMALARIN IVF’NİN "ÜLKENİN ÜRETİM GÜCÜNÜ VE VERGİ TABANINI DESTEKLEYEN STRATEJİK BİR YATIRIM" OLDUĞUNU ORTAYA KOYDUĞUNU BELİRTTİ