DOLAR
42,59 -0,05%
EURO
49,54 0,1%
ALTIN
5.751,9 -0,22%
BITCOIN
3.859.326,38 0,08%

Sürekli Açlık Hissi: Hormonlar, Uyku ve Günlük Yaşamın Rolü

Dyt. Ayşegül Akkaya Erden, sürekli açlık hissinin hormonlar, uyku bozuklukları, stres ve ultra işlenmiş gıdalarla ilişkisini anlattı.

Yayın Tarihi: 29.12.2025 10:47
Güncelleme Tarihi: 29.12.2025 10:47

Sürekli Açlık Hissi: Hormonlar, Uyku ve Günlük Yaşamın Rolü

Sürekli açlık hissi günlük yaşamı nasıl etkiliyor?

Acıbadem Eskişehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Ayşegül Akkaya Erden modern yaşamın hızlanmasıyla birlikte sürekli açlık hissinin yaygınlaştığını ve birçok kişinin gündelik yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini belirtiyor.

Hormonlar açlık ve tokluğu nasıl düzenliyor?

Dyt. Ayşegül Akkaya Erden: Açlık hissi yalnızca mide boşalmasına bağlı basit bir duygu değildir; beyin, hormonlar, duygular ve yaşam biçimi tarafından yönetilen çok boyutlu bir süreçtir. Bu mekanizmanın merkezinde leptin ve ghrelin hormonları bulunur. Leptin yağ dokusundan salgılanarak beyne tokluk sinyali gönderirken, ghrelin mide kaynaklı açlık hissini uyaran hormondur. Bu iki hormondaki dengenin bozulması, gün içinde yeniden açlık hissetme sıklığını etkiler.

Uyku düzeninin önemi

Dyt. Ayşegül Akkaya Erden uyku sorunlarının bu hormonal dengeyi bozduğunu vurguluyor. Gece geç yatma, sık bölünen uyku ve yeterli derin uykuya ulaşamama gibi durumlar leptin seviyelerini düşürüp ghrelin düzeylerini yükselterek kişinin tok olmasına rağmen aç hissetmesine ve sık atıştırma isteğine neden olabilir.

Ultra işlenmiş gıdalar ve kan şekeri dalgalanmaları

Beslenmede artan ultra işlenmiş gıdalar (paketli atıştırmalıklar, fast food, şekerli içecekler, rafine karbonhidratlar) kan şekerini hızlı yükseltip kısa sürede düşürdüğü için beyin acil enerji ihtiyacı sinyali vererek yeniden açlık oluşturur. Ayrıca bu gıdalar beynin ödül merkezini güçlü şekilde uyararak tekrar tüketim isteğini artırır; kişi fizyolojik olarak tok olsa bile zihinsel yeme dürtüsünü kontrol etmekte zorlanır.

Stres ve duygusal yeme

Günlük yaşamın yarattığı kronik stresin iştah üzerindeki etkisi de büyüktür. Stres anında yükselen kortizol hormonu özellikle yağlı ve şekerli yiyeceklere ilgiyi artırır; bu yiyecekler kısa süreli rahatlama sağladığı için duygusal yeme döngüsü ortaya çıkar. Fiziksel açlık yokken yenilen gıdalar zamanla iştah mekanizmasını daha da bozarak sürekli açlık hissinin yaygınlaşmasına yol açar.

Çözüm: Bütüncül ve çok yönlü yaklaşım

Dyt. Ayşegül Akkaya Erden tek yönlü reçeteler yerine yaşam tarzına yönelik bütüncül müdahaleler gerektiğini vurguluyor. Uyku düzeninin iyileştirilmesi, ultra işlenmiş gıdaların azaltılması, lif ve protein açısından zengin beslenme planları, stres yönetimi teknikleri, düzenli fiziksel aktivite ve yeme davranışında farkındalık oluşturma açlık-tokluk mekanizmasını yeniden dengelemeye yardımcı olur.

Kişinin fizyolojik açlık ile duygusal açlığı ayırt etmeyi öğrenmesi ve rutininde küçük ama kalıcı değişiklikler yapması bu sürecin kilit adımlarındandır. Sağlıklı uyku, düzenli beslenme ve etkili stres yönetimi sürekli açlık hissinin kontrol altına alınmasında temel rol oynar.

ACIBADEM ESKİŞEHİR HASTANESİ BESLENME VE DİYET UZMAN DYT. AYŞEGÜL AKKAYA ERDEN, "SÜREKLİ AÇLIK...

ACIBADEM ESKİŞEHİR HASTANESİ BESLENME VE DİYET UZMAN DYT. AYŞEGÜL AKKAYA ERDEN, "SÜREKLİ AÇLIK HİSSİ, MODERN YAŞAMIN HIZLANAN DÜZENİYLE BİRLİKTE GİDEREK YAYGINLAŞMIŞ VE BİRÇOK BİREYİN GÜNLÜK YAŞAMINI ETKİLEYEN ÖNEMLİ BİR SORUN HALİNE GELMİŞTİR" DEDİ.

Yazar
EDİTÖR

Tolga Sönmez

Adım Tolga Sönmez, 31 yaşındayım, İstanbul. itibarhaber.com'da araştırmacı gazeteciyim. Gündem kategorisi için uzun soluklu 'dosya haberler' hazırlıyorum. Yüzeyde kalmayı sevmem; derinlemesine araştırır, özel röportajlarla fark oluştururum.