Skolyozun sinsi seyrinde erken tanının önemi
Skolyoz, omurganın yana doğru eğrilmesiyle ortaya çıkan bir durumdur ve çocukluk ile ergenlik döneminde fark edilmeden ilerleyebilir. Eğriliğin derecesi ve çocuğun yaşı tedavi planını doğrudan etkiler; bu nedenle erken tanı, cerrahi sürecin gerekip gerekmediğini kökten değiştirebilmektedir.
Skolyoz çoğu zaman 'duruş bozukluğu' sanılıyor
Toplumda sıkça duruş bozukluğu ile karıştırılan skolyoz, ilerlediğinde omurga gelişimini olumsuz etkileyebilir. Omurganın kendi dengeleme mekanizmaları nedeniyle hastalık uzun süre fark edilmeyebilir; bu sebeple çocukluk çağında düzenli kontroller önem taşır.
VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Omurga ve Skolyoz Cerrahisi ekibi, tanı ve tedavi sürecinde birden fazla branşın birlikte değerlendirme yaptığını belirtiyor. Ekipte Prof. Dr. Mehmet Nuri Erdem, Prof. Dr. Mehmet Tokmak, Op. Dr. Cem Sever ve Op. Dr. Bedrettin Özsoy yer almaktadır.
Tedavi yaklaşımı: Eğrilik derecesi belirleyici
Prof. Dr. Mehmet Nuri Erdem tedaviye ilişkin şu sınıflamayı aktarıyor:
10 dereceye kadar olan eğrilikler skolyoz değil, asimetri olarak kabul ediliyor. 10 ila 20 derece arasındaki eğriliklerde genellikle tedavi gerekmez; ancak çocuğun yaşı ve büyüme potansiyeline bağlı düzenli takip öneriliyor. 20 ila 40 derece arasındaki eğrilikler için egzersiz programları ve korse tedavileri ön planda. 40 derecenin üzerindeki eğrilikler ise çocuğun yaşı dikkate alınarak cerrahi değerlendirmeye alınıyor. Günümüzde 40 ila 50 derece arası bir gri bölge olarak yorumlanıyor; ancak 50 derecenin üzerindeki eğriliklerin mutlaka tedavi edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Belirtiler, tanı yöntemleri ve yaşa göre cerrahi yaklaşım
Hastalığın sinsi ilerleyişi nedeniyle çoğu zaman anneler ilk fark eden oluyor. Omuz seviyesinde fark, bel çukurlarında asimetri veya kıyafetlerin vücuda düzgün oturmaması önemli uyarı işaretleridir. Kesin tanı, ayakta çekilen röntgen filmi ile konur; ancak öncesinde hızlı ve etkili bir tarama yöntemi olan öne eğilme testi sıklıkla kullanılır.
Başlangıç yaşına göre değerlendirme de değişir: 10 yaş altındaki skolyozlar erken başlangıçlı kabul edilip, büyüme dostu cerrahilerle omurganın doğru yönde yönlendirilmesi amaçlanır. 10 yaş sonrası ve büyümesini büyük ölçüde tamamlamış çocuklarda ise omurgayı sabitleyen füzyon ameliyatları tercih edilmektedir.
Skolyoz yalnızca estetik bir sorun değildir
Prof. Dr. Mehmet Nuri Erdem son olarak, erken yaşta başlayan ve tedavi edilmeyen skolyoz vakalarında iç organların da etkilenebileceğini; özellikle akciğer kapasitesinde ciddi kısıtlılıkların ortaya çıkabileceğini belirtiyor. Bu nedenle skolyozun yalnızca estetik değil, tıbbi bir problem olarak ele alınması gerektiği vurgulanıyor.
OMURGANIN YANA DOĞRU EĞİLMESİYLE ORTAYA ÇIKAN SKOLYOZ, ÖZELLİKLE ÇOCUKLUK VE ERGENLİK DÖNEMİNDE FARK EDİLMEDEN İLERLEYEREK HEM ESTETİK HEM DE HAYATİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇABİLİYOR. EĞRİLİĞİN DERECESİ VE ÇOCUĞUN YAŞINA GÖRE TEDAVİ SEÇENEKLERİNİN TAMAMEN DEĞİŞTİĞİNİ BELİRTEN ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANI PROF. DR. MEHMET NURİ ERDEM, ERKEN TANININ CERRAHİYE GİDEN SÜRECİ KÖKTEN ETKİLEDİĞİNİ VURGULADI.
