Mayalardan biyolojik kalkan: kuru üzüm ihracatında toksin tehlikesine çözüm
Projenin işleyişi ve hedefi
Hitit Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü, kuru üzüm ihracatında ihracatı tehdit eden küf kaynaklı toksinlerle mücadele amacıyla önemli bir adım attı. Çalışmada kimyasal ilaçlar yerine doğal olarak elde edilen antagonistik mayalar kullanılarak zararlı küflerin çoğalmasının baskılanması ve toksin üretiminin engellenmesi hedefleniyor.
Projenin kapsamı kapsamında geliştirilen antimikrobiyal maddeler, başta kuru üzüm olmak üzere çeşitli hububat ürünlerinde tarlada, hasat sonrası ve depolama koşullarında oluşabilecek toksin oluşumunu azaltmayı amaçlıyor. Böylece hem halk sağlığı korunacak hem de sektörün ihracattan elde ettiği gelir güvence altına alınacak.
Destek, ekip ve finansman
Projenin yürütücülüğünü Dr. Tuba Büyüksırıt Bedir üstleniyor, danışmanlık ise Prof. Dr. Bülent Kabak tarafından sağlanıyor. Çalışma, TÜBİTAK 3501-Kariyer Geliştirme Programı kapsamında 1 milyon TL bütçe ile desteklenmeye hak kazandı.
Sektörel boyut ve beklenen etki
2023 verilerine göre dünya kuru üzüm ihracatı 856 bin ton seviyesinde ve bunun 277 bin tonu Türkiye tarafından karşılanıyor, bu da dünya pazarının yüzde 32'sinin Türkiye’den temin edildiğini gösteriyor. Sektörün sağladığı gelir yaklaşık 500 milyon dolar düzeyinde. Proje ile özellikle bu 500 milyon dolarlık ihracatı tehdit eden toksin sorununun giderilmesi hedefleniyor.
Araştırma, sentetik koruyucuların yerine doğal biyolojik ajanların kullanımını öngörerek gıda sanayine model oluşturmayı ve akademik literatüre katkı sunmayı amaçlıyor. Toksinlerin karaciğer ve böbrek hasarından kansere kadar uzanan sağlık sorunlarına yol açması nedeniyle projenin hem sağlık hem de ekonomik açıdan önemi vurgulanıyor.
Uygulama yöntemi ve faydaları
Dr. Tuba Büyüksırıt Bedir projenin yaklaşımını şu şekilde özetledi: Projede zehirli toksinler üreten küflerin engellenmesi, hem tarlada hem de hasattan sonra uygun olmayan depolama koşullarında oluşan toksinlerin baskılanması amaçlanıyor. Mayalardan elde edilen antimikrobiyal maddeler paketleme öncesindeki yıkama aşamasında belirli yoğunluklarda uygulanarak toksinlerin bağlanmasını veya etkisiz hale gelmesini sağlayacak ve sonraki oluşumlarını azaltacak.
Bu uygulama sayesinde toksinlerden arındırılmış, daha güvenli gıdalar tüketiciye sunulacak ve ihracatta lider olunan kuru üzüm sektörüne ekonomik katkı sağlanması hedefleniyor.
Mevcut uyarılar ve aciliyet
Proje metninde yer verilen verilere göre 2020-2025 yılları arasında rasff (gıda ve yem için hızlı uyarı sistemi) bildirileriyle yaklaşık 64 bildirim yayınlanmış ve bu bildirimlerin yaklaşık yüzde 25'inin Türkiye orijinli olduğu belirtiliyor. Bu durum, dünya pazarında lider konumda bulunan kuru üzüm ihracatı için hızlı ve etkin önlemler alınmasının gerekliliğini ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, geliştirilen doğal, maliyet dostu ve sürdürülebilir biyolojik yöntemler sayesinde hem tüketici sağlığı korunacak hem de 500 milyon dolarlık ihracat gelirini tehdit eden toksin riski azaltılacak.
TÜRKİYE’NİN DÜNYA PAZARININ YÜZDE 32'SİNİ ELİNDE TUTARAK PAZAR LİDERİ OLDUĞU KURU ÜZÜM İHRACATINDA EN BÜYÜK RİSK OLAN 'TOKSİN' SORUNU, HİTİT ÜNİVERSİTESİ'NDE GELİŞTİRİLEN PROJEYLE TARİH OLUYOR.