DOLAR
42,59 -0,05%
EURO
49,54 0,1%
ALTIN
5.751,9 -0,22%
BITCOIN
3.859.326,38 0,08%

Mali müşavirlikten safran üreticiliğine: 50 m²'de gramı 600 TL

Bolu'da mali müşavir Şeyda Yoltaş, 50 m² kapalı alanda uzay tarımıyla safran üretiyor; yaklaşık 30 bin soğandan hasat yapılıyor, gramı 600 TL.

Yayın Tarihi: 13.12.2025 11:52
Güncelleme Tarihi: 13.12.2025 11:52

Mali müşavirlikten safran üreticiliğine: 50 m²'de gramı 600 TL

Mali müşavirden kapalı ortam üreticisine: Bolu'da 50 m²'de safran

Bolu'da mali müşavirlik görevini bırakan Şeyda Yoltaş, kapalı ortamda uygulanan "uzay tarımı" yöntemiyle 50 metrekarelik alanda safran üretimine başladı. Yüksek katma değerli ve antioksidan içeriğiyle bilinen safran, Yoltaş tarafından gramı 600 lira olarak satışa sunuluyor.

Nasıl başladı?

32 yaşındaki Yoltaş, üniversite eğitiminin ardından mali müşavirlik yaparken çocukluğundan beri çiftçi olma isteğini sürdürdü. 2012'den beri tarım üzerine araştırmalar yapan Yoltaş, mesleğini bırakarak kapalı ortam üretimine yöneldi ve safran yetiştiriciliğini tercih etti.

"Hep çiftçi olmak istiyordum. 2012 senesinden beri de araştırma yapıyorum, uğraşıyorum. Kendi şartlarım dahilinde bu ortamı kurabildiğim için safran bitkisine karar verdim. Ben üretici olmak istiyordum. Çiftçilik, insan sağlığı açısından çok kıymetli. Bilinçli bir çiftçi olmak sürdürülebilirlik için de çok kıymetli. Bu yüzden çiftçiliği tercih ettim. Safranın göz sağlığına, cilt sağlığına, kanserli hücrelere çok fazla faydası var. Tansiyonu düzenlediğini de biliyoruz. Anti-inflamatuar etkisi olduğunu biliyoruz. Tabii ki kronik rahatsızlıkları olanlar muhakkak doktorlarına danışmalı. Ayrıca günde bir bardaktan fazla tüketilmemeli, onu da söylemeliyim"

Üretim süreci ve verim

Yoltaş kiraladığı 50 metrekarelik odada, yaklaşık 30 bin soğanın bulunduğu düzenekle safran elde ediyor. Ürün, elle ve özenle toplanıyor; gramı 600 liradan alıcı buluyor. Yoltaş, toprakta ve kapalı ortamda üretimin farklılıklarına dikkat çekiyor ve kapalı sistemde yeşil yaprakların korunmasının soğan gelişimi açısından önemli olduğunu belirtiyor.

"Safranın içeriği çok güçlü. Kapsül halinde takviyelerle de çok destekleniyor. Üretim aşaması, topraktaki ile bizdeki çok farklı. Topraktaki çok işli, çok meziyetli. O yüzden de biraz pahalı bir bitki. Pahalı bir bitki diyoruz ama aslına bakarsanız bir gram safran bir kişiye bir ay yeterli oluyor. Böyle düşündüğünüzde aslında çok yüksek bir fiyat değil"

"1 Ekim tarihinde safranlarımızı odaya aldık. Kasım ortası gibi hasat yapmaya başladık. Yeşil yapraklara zarar vermeden elle tek tek çiçekler koparılıyor. Biz yeşil yapraklar konusunda topraktakine nispeten çok avantajlıyız. Yeşil yapraklarımız çok önemli. Gelecek sene soğan alabilmek adına çok önemli. Onlara zarar vermeden burada daha kolay çalışabiliyoruz. Tarlada bu çok mümkün olmuyor. O yüzden tarlada soğan gelişimi biraz yavaş oluyor. Biz her sene burada soğan alıp soğan satışından ek gelir elde edebiliyoruz. Safran çiçeği bir gecede açıyor ve açtığında yapraklarını iyice açılmadan toplamak, bitkinin içeriği açısından çok önemli. Tarladan bu noktada da ayrılıyoruz. Ben burayı tarlaya ekseydim bir buçuk dönümden fazlaydı, gün ışımadan toplamak gerekiyordu. Arılar gelmeden, erkek organ polenlerini dağıtmadan, safranı toplamak ciddi bir emek ve işçi maliyeti. Burada bu süreci çok daha rahat atlattık. Yine çok çalıştık ama tarladakilere nispeten çok daha rahattık"

Kapalı ortamın avantajları ve risk yönetimi

Yoltaş, kapalı ortamda üretmenin bitki içeriklerini ve çevresel koşulları daha iyi kontrol etmeyi sağladığını söylüyor. Işık, sıcaklık, nem ve karbondioksit düzeyleri ayarlanabiliyor; böylece dışarıdaki riskler azaltılıyor. Ayrıca elde edilen ürünün el işçiliğiyle toplanmasının safranın değerini artırdığı vurgulanıyor.

"Odada ürettiğimiz ürünlerin içeriğini kontrol edebiliyoruz. Işıklarımızı kapatabiliyoruz. Ya da çiçeklenme döneminde bitkinin istediği sıcaklığı, nemi, karbondioksiti ayarlayabiliyoruz. Doğada maalesef bunlar çok mümkün olmuyor. Risklerle karşı karşıyasınız. Burada 30 bin soğan var, tek tek el ile kopartıyoruz. Safranı bu el işçiliği kıymetli yapıyor"

Uzay tarımı tanımı ve yanlış anlamalar

Yoltaş, uyguladığı yöntemin "uzay tarımı" olarak anılmasının sebebini, aynı sistemlerin uzayda gıda üretimine uygun olmasından kaynaklandığını belirtiyor. Ayrıca kapalı ortam tarımı ile topraksız tarım arasındaki farkı açıklıyor ve testlerle ürün içeriklerinin kontrol edildiğini vurguluyor.

"Bu üretim sisteminin çalışmasından dolayı uzay tarımı denmektedir. Uzaya gidersek gerçekten orada yiyeceğimizi, içeceğimizi bu şekilde üreteceğiz. Yani bunun çok fazla türü var. Yani her bitkinin yetişme şekli farklı. Bir de ben topraksız tarım yapıyorum zannediyorlar, aslında ben topraksız tarım yapmıyorum. Ben kapalı ortam tarımı yapıyorum. Kaldı ki topraksız tarım kendi içinde çok alt dallara ayrılıyor, çok yöntemleri var; Hidroponik, aeroponik, akuaponik yöntemleri gibi işleyişleri var. Bu çalışmalar ciddi ARGE süreçlerinden geçiyor. Seneler boyunca insanlar bunları deniyor. Bilim insanları içeriklerini kontrol ediyor Şöyle bir yanılgı var, burada yapay sebze, yapay bitki üretiyorsunuz. Bunların testleri var, içerik testleri var. Burada domates de üretseniz organik oluyor. Yani çok daha kıymetli, çok daha temiz ve içeriği çok daha yüksek ürün alıyorsunuz. Bu yanılgıların kırılması çok önemli. İnsanların korkmasını da anlıyorum. Bu ‘suni güneş’ diyor. Biz bunlara gerekli testleri yaparak içeriğini kontrol edebiliyoruz. Safran içinde çok çeşitli makale var. İnsanlar bunları okuyup, bu testleri kontrol edip, içlerini rahatlatabilirler"

ŞEYDA YOLTAŞ, KAPALI ORTAMDA UYGULANAN UZAY TARIMI YÖNTEMİYLE 50 METREKARELİK BİR ALANDA SAFRAN...

ŞEYDA YOLTAŞ, KAPALI ORTAMDA UYGULANAN UZAY TARIMI YÖNTEMİYLE 50 METREKARELİK BİR ALANDA SAFRAN ÜRETİMİNE BAŞLADI.

ŞEYDA YOLTAŞ, KAPALI ORTAMDA UYGULANAN UZAY TARIMI YÖNTEMİYLE 50 METREKARELİK BİR ALANDA SAFRAN...

Yazar
EDİTÖR

Gizem Şener

Merhaba, ben Gizem Şener. 24 yaşındayım, İzmir. itibarhaber.com Gündem için kültürel gündemi ve toplumsal değişimleri yazıyorum. Sanatın, sosyolojinin ve gündelik yaşamın siyasete etkisini inceliyorum. Ekibin en entelektüel üyesi olduğumu söylerler.