
Türkiye'de milyonlarca vatandaşın cüzdanında en az bir tane bulunan kredi kartları, artan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında adeta bir kurtarıcıya dönüştü. Ancak varolan kredi kartı borcu ödemesi kabusa dönüşebiliyor. Özellikle asgari ödeme tutarını dahi karşılamakta zorlananlar için kritik bir eşik var: 90 gün. Bu sürenin sonunda borcunu kapatamayanları, faiz sarmalından icra takibine uzanan zorlu bir hukuki süreç bekliyor. Peki, bankalar bu 90 günlük süreçte adım adım nasıl ilerliyor ve borçluları hangi tehlikeler bekliyor? İşte tüm detaylarıyla kredi kartı borcunda kırmızı alarm süreci...
Masum Bir Hatırlatmadan Ciddi Uyarılara
Her şey, kredi kartı ekstresinin son ödeme tarihinin geçmesiyle başlıyor. İlk 30 günlük gecikme sürecinde bankalar, genellikle daha uzlaşmacı bir tavır sergiler. Bu dönem, "hatırlatma fırtınası" olarak da adlandırılabilir. Banka, borçluya SMS, e-posta ve telefon aramaları yoluyla defalarca ulaşarak borcunu ödemesi gerektiğini hatırlatır. Bu aşamada henüz yasal bir işlem başlatılmaz ancak gecikme faizi, ilk günden itibaren anapara borcunun üzerine eklenmeye başlar.
Faiz Sarmalı Derinleşiyor, İdari Takip Sinyalleri Başlıyor
Borcun ikinci aya devretmesiyle birlikte işler ciddileşmeye başlar. Artık bankanın hatırlatma tonu sertleşir ve "ihtar" niteliği taşıyan mesajlar gönderilir. En önemlisi ise, bu dönemde gecikme faizi katlanarak büyür ve borcun ana parasını hızla aşmaya başlayabilir. Banka, borcun ödenmemesi halinde "idari takip" sürecinin başlayabileceği konusunda net uyarılarda bulunur. Bu, dosyanın henüz avukatlara devredilmediği ancak yasal süreç öncesindeki son viraja girildiği anlamına gelir. Borçlu için bu dönem, bankayla masaya oturup bir yapılandırma veya taksitlendirme talep etmek için son şanslardan biridir.
90. Gün ve Sonrası Hukuki Süreç
Kredi kartı borcu, üç tam ekstre dönemi boyunca ödenmediğinde, banka için sabır taşı tükenir ve dosya, hukuki işlem yapılması için bankanın avukatlarına veya anlaşmalı hukuk bürolarına devredilir. İşte bu andan itibaren yasal takip süreci resmen başlar.
Peki bu süreçte neler yaşanır?
• İcra Takibi: Banka avukatları, borcun tahsili için İcra Müdürlükleri aracılığıyla borçlu aleyhine icra takibi başlatır. Bu, maaşın dörtte birine haciz konulması, banka hesaplarına bloke uygulanması ve hatta menkul/gayrimenkul malların haczedilmesi gibi sonuçlar doğurabilir.
• Finansal Karantina: Kara Liste Gerçeği: Yasal takibin başlamasıyla birlikte borçlunun kredi sicili, yani Kredi Kayıt Bürosu (KKB) nezdindeki kredi notu, dramatik bir şekilde düşer. Halk arasında "kara listeye girmek" olarak bilinen bu durum, kişinin finansal geleceğini ipotek altına alır. Kara listeye giren bir kişinin, borcunu kapatsa dahi yıllarca bankalardan kredi çekmesi, yeni bir kredi kartı alması veya kredili ürünlere ulaşması neredeyse imkansız hale gelir.
Borcunu ödeyemeyeceğini anlayan bir kişinin, 90 günlük süre dolmadan bankasıyla iletişime geçmesi hayati önem taşıyor. Bankalar, borcun tamamen kaybedilmesindense, bir ödeme planına bağlanmasını tercih eder. Bu noktada borçlular, bankadan mevcut kredi kartı borcunun daha düşük faizli bir ihtiyaç kredisiyle yapılandırılmasını veya borcun belirli vadelere bölünerek taksitlendirilmesini talep etmektedir.