Kış mevsiminde RSV enfeksiyonuna dikkat
Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Taha Metin, soğuk aylarda çocuklarda sık görülen RSV (Respiratuvar Sinsityal Virüs) enfeksiyonuna karşı ebeveynleri bilgilendirdi ve uyardı.
Kimler daha risk altında?
Dr. Metin, RSV'nin çoğunlukla küçük çocuklarda görülse de yetişkinleri de etkileyebildiğini belirtti. Erken doğum öyküsü olanlar, bağışıklık sistemi zayıf olanlar ile kronik akciğer veya kalp hastalığı bulunan çocuklarda hastalığın daha ağır seyredebildiğine dikkat çekti.
Belirtiler
RSV enfeksiyonunun tipik bulguları arasında; ateş, öksürük, hırıltı, burun akıntısı ve gözlerde yaşarma yer alıyor. Dr. Metin, hastalığın seyrine dair şu bilgiyi paylaştı: "RSV enfeksiyonu genellikle 38 dereceyi geçmeyen ateş, öksürük, hırıltı, burun akıntısı ve gözlerde yaşarma ile ortaya çıkabilmektedir."
Ne zaman tıbbi yardım gerekebilir?
Her enfeksiyonda olduğu gibi çocuğun genel durumunun izlenmesinin önemini vurgulayan Metin, ailelerin çocuğun çevreyle ilgisini, beslenmesini ve aktivitesini takip etmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, "Hırıltı ve öksürük varlığı tek başına hastaneye yatış gerekçesi değildir. Hastaneye yatış gerekiyorsa kan oksijen düzeyini ölçüyor ve gerekirse oksijen desteği sağlıyoruz. Ayrıca sıvı ve beslenme desteği veriyoruz" ifadelerini kullandı.
Tedavi ve korunma
RSV'ye özgü bir ilaç tedavisinin bulunmadığını belirten Metin, yüksek riskli çocuklarda koruyucu antikor uygulamalarının yapılabildiğini aktardı. Antibiyotiklerin rutin kullanımının uygun olmadığını; ancak viral enfeksiyonun üzerine gelişen bakteriyel enfeksiyonlarda doktor değerlendirmesiyle antibiyotik başlanabileceğini hatırlattı: "Diğer viral enfeksiyonlarda olduğu gibi RSV’de de antibiyotikler rutin olarak kullanılmaz. Ancak viral enfeksiyon üzerine bakteriyel enfeksiyon gelişirse, doktor değerlendirmesiyle antibiyotik tedavisi başlanabilir."
Ateş ölçümünde dikkat edilmesi gerekenler
Dr. Metin, ateş ölçümünde rektal, kulak, koltuk altı, alın ve ağızdan termometre kullanımının mümkün olduğunu; en sık tercih edilenlerin kulak, koltuk altı ve alın ölçümleri olduğunu söyledi. Ölçüm sırasında cildin kuru olması gerektiğini vurgulayarak, "Ateş en az iki kez ölçülmeli ve termometrelerin kalibrasyonu yapılmış olmalıdır. Unutulmamalıdır ki ateşin derecesinden çok çocuğun genel durumu önemlidir. Aktif ve iyi beslenen çocuk bizim için güven verici bir işarettir" dedi.
KIŞ AYLARINDA RSV ENFEKSİYONUNA DİKKAT