Gıda zehirlenmeleri arttı, hem tüketiciler hem işletmeler uyarılıyor
Gaziantep Özel Anka Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Nagihan Demir, Türkiye'de son haftalarda gıda zehirlenmesi vakalarında belirgin bir artış gözlendiğini belirtip hem tüketicilere hem de gıda hizmeti veren işletmelere dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Ne zaman salgından söz edilir?
Dr. Demir, gıda kontaminasyonunun çiftlikten sofraya kadar tüm aşamalarda oluşabileceğini vurguladı: "Üretim, işleme, dağıtım ve hazırlama süreçlerinin herhangi bir noktasında gıdalar kirlenebilir. Tekil vakalar genellikle fark edilmez; ancak aynı yemeği yiyen birkaç kişide benzer şikayetler başladığında salgınlar gündeme gelir."
Artışın nedenleri
Pandemi sırasında uygulanan sıkı hijyen önlemlerinin gevşemesi, toplu beslenme merkezlerinin yeniden yoğunlaşması ve deniz ürünlerinin artan tüketimi nedeniyle hem klasik bakteri ve viral enfeksiyonlarda hem de deniz ürünleri kaynaklı zehirlenmelerde yükseliş görüldüğünü ifade etti.
Sık karşılaşılan etkenler
Dr. Demir sık rastlanan etkenleri şu şekilde sıraladı: Norovirüs, Hepatit A/E, Salmonella, Listeria, Staphylococcus aureus toksinleri (ani bulantı ve kusma), Botulinum toksini (özellikle konserve gıdalar; felç ve ölüm riski), mantar zehirlenmeleri, pestisit kalıntıları ve ağır metaller.
Botulizm uyarısı ve belirtiler
Botulizm riskine özellikle dikkat çeken Demir, şişmiş konservelerin kesinlikle tüketilmemesi gerektiğini belirtti: "Botulinum toksini çok küçük dozlarda bile ölümcül olabilir." Gıda zehirlenmelerinde tablo hafif rahatsızlıktan yaşamı tehdit eden duruma kadar değişebiliyor. İlk belirtiler genellikle bulantı, kusma, sulu veya kanlı ishal, karın ağrısı ve ateş şeklinde başlarken bazı vakalarda nörolojik bulgular, kas güçsüzlüğü ve bilinç değişiklikleri de görülebiliyor. Özellikle çocuklar, gebeler, yaşlılar ve bağışıklığı baskılanmış bireyler daha ağır seyredebiliyor.
Tanı ve yetkili kurum
Gıda zehirlenmesinden şüphelenildiğinde en önemli unsurun iyi bir öykü olduğunu söyleyen Dr. Demir, "Şikayetler aynı yemeği yiyen iki veya daha fazla kişide ortaya çıkıyorsa salgın ihtimali mutlaka değerlendirilmelidir" dedi. Hastanelerde tanı için genellikle hastadan alınan dışkı, kan veya kusmuk örnekleri kullanıldığını; gıda numunesi alma yetkisinin yalnızca İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine ait olduğunu hatırlattı.
Tedavide öncelik: sıvı ve elektrolit dengesi
Gıda zehirlenmelerinin büyük kısmında destek tedavisinin yeterli olduğunu belirten Dr. Demir, özellikle kusma ve ishal halinde sıvı kaybının hızla yerine konmasının hayati önem taşıdığını vurguladı. Ağır vakalarda damar içi sıvı ve antibiyotik gerekebileceğini; mantar, ağır metal ve pestisit zehirlenmelerinde ise etken maddeye yönelik antidot uygulandığını söyledi.
Güvenli gıda için alınması gereken önlemler
Dr. Demir'in önerileri özetle şunlar:
Çiğ ve pişmiş gıdaları ayrı tutun. Çiğ et, tavuk ve balıkla temas eden yüzeyleri hemen temizleyin. Mutfak bezleri ve süngerleri sık değiştirin. Pastörize edilmemiş süt ve çatlak yumurtalardan kaçının. Sebze ve meyveleri iyi yıkayın. Pişmiş gıdalar tekrar ısıtılırken en az 74C’ye ulaşmasına dikkat edin. Şişmiş konserve ve paketleri tüketmeyin ve son kullanma tarihlerini mutlaka kontrol edin.
GAZİANTEP ÖZEL ANKA HASTANESİ ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ UZMANI DR. NAGİHAN DEMİR, TÜRKİYE’DE SON HAFTALARDA GIDA ZEHİRLENMESİ VAKALARININ BELİRGİN ŞEKİLDE ARTTIĞINI SÖYLEYEREK HEM TÜKETİCİLERE HEM İŞLETMELERE ÖNEMLİ UYARILARDA BULUNDU.