Fidan: Yeniden askeri yollara başvurma ihtiyacını görmek istemiyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan TRT World’e verdiği röportajda bölgesel ve küresel gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu. Fidan, Türkiye’nin Filistin meselesinde uluslararası vicdanın sesi olduğunu vurguladı ve Gazze’ye yardım ulaştırılması için bakanlıklar arası ekiplerin Cumhurbaşkanı talimatıyla yoğun çalıştığını söyledi.
Filistin ve İsrail
Fidan, İsrail’in uzun yıllar uluslararası sistemde adeta dokunulmazlığa sahip hareket ettiğini belirterek bunun sona erdiğini, Türkiye’nin ve ortaklarının bu sürece katkı sunduğunu ifade etti. İsrail’in, Türkiye’nin olası uluslararası güvenlik mekanizmalarına katılımına şiddetle karşı çıktığını ancak Ankara’nın ilgili tüm aktörlerle temaslarını sürdürdüğünü aktardı.
Terörle mücadele ve Suriye
Türkiye’nin terörle mücadelede deneyimli bir ülke olduğunu söyleyen Fidan, "Son 40 yıldır PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadele ediyoruz" dedi. Suriye’deki tehdit ortamının geçen yıla kadar DEAŞ ve benzeri yapıların boşluklardan faydalandığını, ancak iç savaşın sona ermesi ve Şam’da iş birliğinin sağlanmasıyla durumun değiştiğini anlattı. 2025’in başlarında diğer bölge ülkeleriyle bir araya gelerek Suriye’nin toparlanma sürecine dair değerlendirmelerde bulunduklarını aktardı.
Fidan, uluslararası DEAŞ karşıtı koalisyona Suriye’nin katılmasını olumlu bir adım olarak nitelendirerek, "Geçen ay Vaşington’da gerekli belgeleri imzaladılar" dedi. Askeri ve istihbarat uzmanlarının bölge ülkeleri, Amerikalılar ve diğer taraflarla birlikte DEAŞ’la mücadele gündemini sürdürdüğünü vurguladı.
SDG, 10 Mart mutabakatı ve entegrasyon süreci
SDG unsurlarının entegrasyonunun yavaş ilerlemesinden duyulan rahatsızlığı dile getiren Fidan, Suriye’nin birliği açısından sürecin tamamlanmasının hayati önem taşıdığını söyledi. SDG’nin 10 Mart tarihli mutabakata bağlı kalması gerektiğini, sürecin diyalog, müzakere ve barışçıl yollarla ilerlemesini umduklarını belirterek, 'Yeniden askeri yollara başvurma ihtiyacının ortaya çıktığını görmek istemiyoruz' ifadesini kullandı. Fidan, SDG’nin ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlaması gerektiğini vurguladı.
Rusya-Ukrayna savaşı ve arabuluculuk
Fidan, Türkiye’nin her iki tarafla da konuşabilen nadir ülkelerden olduğunu ve ateşkes için başından beri yoğun çaba gösterdiğini söyledi. Avrupa’da devam eden savaştan kaynaklanan risklere dikkat çekti ve Gazze örneğinde olduğu gibi arabuluculuğun ABD’nin aktif katılımıyla mümkün olabileceğini ifade etti. Süreçte tarafların bir anlaşmaya oldukça yakın olduğunu kaydetti ve ortaya çıkacak mutabakatın Ukrayna halkına sunulacağını belirtti.
Karadeniz, tahıl anlaşması ve güvenlik
Karadeniz’de artan güvensizlik ortamına değinen Fidan, Tahıl Anlaşması sayesinde 30 milyon ton tahılın dünya piyasalarına ulaştığını, bunun özellikle Afrika için hayati önem taşıdığını söyledi. Ticari gemilere yönelik saldırılar, mayınlar ve İHA tehditlerinin bölgesel güvenliği zedelediğini belirterek, sorunların en kısa çözümünün ateşkes olduğunu vurguladı.
Kıbrıs
Kıbrıs konusunda Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı’nı devralmasının risk ve fırsat taşıdığını belirten Fidan, Annan Planı’nda Türk tarafının 'evet', Rum tarafının 'hayır' dediğini hatırlattı. Eşitlik temelinde güç ve refah paylaşımının kabul edilmediğini, Kıbrıslı Türklerin izolasyonunun sona ermesi gerektiğini ifade etti ve iki devletli çözümün alternatif olarak gündemde olduğunu söyledi.
Genel değerlendirme: Fidan, diplomasi, iş birliği ve barışçıl yolların önceliğine işaret ederek, bölgesel ve küresel meselelerde Türkiye’nin aktif rolünü sürdürme kararlılığını yineledi.
Dışişleri Bakanı Fidan: "Yeniden askeri yollara başvurma ihtiyacının ortaya çıktığını görmek istemiyoruz"