Emine Erdoğan: Sof kumaşı Ankara’nın kültürel belleğini dokuyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, sof kumaşının desenlerindeki zevk ve dokumasındaki ustalığın bu ürünü 16. ve 17. yüzyıllarda dünya çapında tanınır kıldığını vurguladı. Erdoğan, "Bugün dokuma tezgahlarında tekrar sof kumaşı dokumak, 'medeniyetimizin ruhunu, başarısını, kimliğini ve belleğini dokumak' demektir" dedi.
Sergi açılışı ve projeye katkı veren kurumlar
Emine Erdoğan himayesinde Anadolu Medeniyetleri Müzesinde düzenlenen "Anadoludakiler: Sof’un Zamansız Yolculuğu" sergisi törenle açıldı. Erdoğan, Ankara’nın kültürel hafızasında yer etmiş sof kumaşının, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ankara Valiliği, Ankara Kalkınma Ajansı ile Ankara El Sanatları ve Tasarım Merkezi tarafından büyük emekle canlandırıldığını belirtti. Bu çalışma sayesinde sof kumaşı müze vitrinlerinden usta ellerle buluşturularak kültüre karşı bir vefa örneği sergilendi.
Emine Erdoğan, projede yer alanlara yönelik takdirini ileterek, projede görev alıp "sof dokuma usta öğretici" unvanı kazanan kadınları tebrik etti ve "Ankara’nın sof mirası artık onlara emanettir" dedi.
Tarihi kaynaklar ve sof üretiminin önemi
Erdoğan, Ankara’ya gelen seyyahların kaydettikleri izlenimlere de değinerek bazı tarihsel notları aktardı. 1618’de Ankara’da bulunan bir Polonyalı seyyahın, "Buradaki şehir halkının hepsi sofçulukla uğraşır, iyi cins sof dünyanın her tarafına buradan dağılır" diye yazdığını, 1640’larda Evliya Çelebi’nin ise "Bu kumaş Ankara’ya özgüdür, dünyanın hiçbir yerinde üretme olanağı yoktur... dokudukları şey yine sof olmadı" ifadelerini kullandığını hatırlattı. Erdoğan, Ankara ve çevresinin üretim ve ticaret faaliyetlerinin tarih boyunca yaklaşık 300 yıl boyunca sof üretimi etrafında şekillendiğini söyledi.
Erdoğan, sof kumaşının desenlerindeki zevk ile dokumasındaki ustalığın, özellikle İngiltere, Hollanda ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinde rağbet gördüğünü, seçkin çevrelerin ve kent kültürünün bir parçası haline geldiğini belirterek tiftik keçisi ve sof kumaşını Ankara’nın alametifarikaları olarak nitelendirdi.
Kültürel miras ve gençlerin rolü
"Kültürel miras savunuculuğu, hepimiz için bir misyon ve bir vefa borcudur" diyen Emine Erdoğan, geçen yıl Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla başlatılan "Anadolu’dakiler Projesi"ne atıfta bulunarak Anadolu’nun zenginliğinin, ilk dokumalardan, ilk üretimlere kadar korunarak geleceğe aktarılması gerektiğini kaydetti. Erdoğan, geleneksel zanaatların gençler için tercih edilebilir meslekler hâline getirilmesinin önemine vurgu yaptı ve gelenekselin ruhunu koruyarak modern tasarımlarla yorumlanmasının gençlerin ilgisini çekeceğine inandığını söyledi.
Sergi, defile ve katılımcılar
Erdoğan, sergi kapsamında yer alan 35 parçalık koleksiyonu açılışta inceledi ve ardından sunuculuğunu Ebru Akel’in üstlendiği sof kumaşından 35 kıyafetin yer aldığı defileyi izledi. Defilenin son kıyafetini eski Türkiye ve dünya güzeli Azra Akın sunarak kapanışı yaptı.
Programa Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve eşi Pervin Ersoy, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un eşi Sevgi Kurtulmuş, Ankara Valisi Vasip Şahin ve eşi Şeyma Şahin, Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek, Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Duhan Kalkan, moda tasarımcıları, moda dergileri yayın yönetmenleri ve kadın giyim sektöründen firma temsilcileri katıldı. Program sonunda Emine Erdoğan ve davetliler aile fotoğrafı çektirdi.
Sergi ve defile sırasında Anadolu Medeniyetleri Müzesi duvarlarına sof kumaşının yolculuğunu anlatan görüntüler yansıtıldı; amaç, bu mirası hem sergilemek hem de usta ellerle yeniden yaşatmak oldu.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN EŞİ EMİNE ERDOĞAN, SOF KUMAŞIN DESENLERİNDEKİ ZEVKİSELİM VE DOKUMASINDAKİ USTALIĞIN ONU, 16. VE 17. YÜZYILLARDA DÜNYACA TANINAN BİR KUMAŞ HALİNE GETİRDİĞİNİ BELİRTEREK, "BUGÜN, DOKUMA TEZGAHLARINDA TEKRAR SOF KUMAŞI DOKUMAK, 'MEDENİYETİMİZİN RUHUNU, BAŞARISINI, KİMLİĞİNİ VE BELLEĞİNİ DOKUMAK' DEMEKTİR" İFADELERİNİ KULLANDI.
