Dünyada Her 10 Yetişkinden 1’i diyabetli
Acıbadem Eskişehir Hastanesi Endokrinoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Deniz Gökalp diyabetin artan yaygınlığı, sınıflandırılması ve güncel tedavi seçenekleri hakkında bilgi verdi.
Epidemiyoloji ve alarm veren veriler
Prof. Dr. Gökalp, dünya genelinde her 10 yetişkinden 1’inin diyabetli olduğunu, bunun yaklaşık 550 milyon kişiye karşılık geldiğini söyledi. Türkiye’de 15 yıl önce yetişkin nüfusta diyabet oranı %14 iken bugün yaklaşık %20 civarına yükselmiş durumda. Ayrıca her 3 diyabetliden 1’i hastalığının farkında değil ve dünya genelinde her 6 saniyede 1 kişi diyabet nedeniyle hayatını kaybediyor. Eskiden daha çok gelişmiş ülkelerde görülürken artık diyabet hastalarının %75’i düşük ve orta gelirli ülkelerde bulunuyor.
Diyabetin türleri ve mekanizmaları
Gökalp, diyabeti "çeşitli nedenlerle pankreastan insülinin yetersiz salınması veya insülinin dokularda etkisini gösterememesi sonucu ortaya çıkan kan şeker yüksekliği ile karakterize sistemik bir hastalık" olarak tanımladı. Hastalık Tip-1, Tip-2, gebelik diyabeti ve diğer spesifik tipler olmak üzere dört ana sınıfa ayrılıyor. Tip 1; pankreasın beta hücrelerine yönelik bağışıklık sistemi bozukluğu sonucunda insülin eksikliğiyle ortaya çıkarken, Tip 2'de insülin direnci veya pankreastan yetersiz insülin salınımı rol oynuyor.
Kişiye özel tedavi yaklaşımları
Diyabet sıklığının artmasıyla tedavi yaklaşımları da güncellendi; günümüzde bireyselleştirilmiş tedaviler tercih ediliyor. Tedavi seçiminde hastanın kalp hastalığı varlığı, kilo durumu, böbrek ve karaciğer fonksiyonları dikkate alınıyor. Son yıllarda kullanılan ilaçlar arasında böbrekten şeker atılımını artıran SGLT2 inhibitörleri ve iştah merkezini baskılayan GLP-1 analogları öne çıkıyor; bu ilaçlar hem kilo kaybına katkı sağlıyor hem de kardiyovasküler faydalar sunuyor.
Yapay pankreas: pompa, sensör ve akıllı telefon yazılımı
Tip 1 diyabet yönetiminde tercih edilen yapay pankreasın gerçek bir organ olmadığını, pankreası taklit eden bir insülin pompası olduğunu belirten Gökalp, sistemin deri altına yerleştirilen insülin pompası, cilt altı sensör ve akıllı telefona yüklenen bir yazılımdan oluştuğunu anlattı. Sistemin kan şekline göre uygun dozlarda insülin uyguladığını ifade ederek, "Bu sistem Tip 1 diyabet hastaları için daha sağlıklı bir hayat ve artmış yaşam kalitesi anlamına gelmekte" dedi. Sistem 24 saat boyunca glukoz dalgalanmalarına göre otomatik doz ayarlaması yapıyor; glukoz yükseldiğinde insülin salınımı başlıyor, düşüşte ise salınım durdurularak hipoglisemi riski azaltılıyor.
Sürekli Glukoz Monitörizasyonu (SGM) ile anlık takip
Parmak ucundan ölçümün yerini büyük ölçüde Sürekli Glukoz Monitörizasyonu (SGM) sistemleri aldı. Kol veya cilt altına yerleştirilen sensörler glukoz değerlerini anlık ölçüp kaydediyor ve bu veriler cep telefonlarına aktarılabiliyor. Gökalp, bu sistemlerin aile bireyleri ve sağlık personeli ile sürekli veri paylaşımına imkan tanıdığını, uzaktan izleme sayesinde olası olumsuz durumlara erken müdahale edilebildiğini vurguladı.
ENDOKRİNOLOJİ VE İÇ HASTALIKLARI UZMANI PROF. DR. DENİZ GÖKALP: