Dr. Mehmet Yavuz: Bahis soruşturmasının topluma ve sporculara etkileri
Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, bahis soruşturmasında yer alan isimlerin kamuoyuna açıklanmasının yarattığı etkileri, disiplin süreçleri ve olası tahribatı İhlas Haber Ajansı’na (İHA) değerlendirdi.
Sosyal hafıza ve erken açıklamaların zararı
Dr. Yavuz, soruşturma ilerlerken isimlerin yargı kararı beklenmeden açıklanmasının toplumun adalet algısı ve bireylerin zihinsel süreçleri üzerinde derin izler bıraktığını belirtti. Buna neden olarak insanların ilk duydukları bilgiyi gerçek kabul etme eğilimini gösterdi ve bu bilişsel önyargıya 'anchoring bias' adını verdi. Yavuz'a göre bu durum, yargı tarafından aklanma halinde bile toplum zihninde ilk oluşturulan suçlu imgesinin kalıcı hale gelmesine yol açıyor; hukuki aklanma ile toplumsal aklanmanın aynı şey olmadığını vurguladı.
Bahis davranışlarının ayrıştırılması gerekiyor
Yavuz, bahis davranışlarının nöropsikolojik olarak farklı risk düzeylerinde sınıflandırılması gerektiğini ifade etti: dürtüsel ve merak amaçlı düşük risk, stres boşaltma amaçlı orta risk, bağımlılık eğilimiyle yapılan klinik risk ve branş içi müsabakayı manipüle eden davranışın en yüksek toksik risk olduğu kanaatinde. Bugünkü tartışmalarda tüm bu farklılıkların tek bir paket içinde ele alındığını, oysa örneğin başka bir spor dalına oynanan 50 TL'lik kupon ile kendi branşında maç manipülasyonu yapan kişinin aynı kefeye konamayacağını söyledi.
Soruşturmanın odak noktası: Kulisler ve karar mekanizmaları
Dr. Yavuz, bahis zincirinin sürdürücülerinin genellikle kulüp yöneticileri, menajer ağları, teknik ekipler, medyayı etkileyen aktörler ve bahis firmalarıyla organik bağlantıları olan çevreler olduğunu belirtti. Alt ligdeki oyuncunun sistemin en zayıf halkası olduğunu, asıl kirin futbolun mutfağında üretildiğini söyledi ve bu nedenle soruşturmanın önceliğinin sahadaki gençler değil, kulislerde karar verenler olması gerektiğini vurguladı. Aksi halde yürütülen soruşturmanın yalnızca gösteriş amaçlı, gerçek bir hesaplaşma olmaktan uzak kalacağını ifade etti.
Aklandıktan sonra sporcunun yaşadığı nöropsikolojik yıpranma
Etiketlenmiş bir sporcunun aklanma sürecinde bile psikolojik açıdan ağır yara alabileceğini söyleyen Yavuz, stigmanın amigdala gibi sosyal tehdit merkezlerini sürekli tetikleyerek kronik stres ve kortizol dengesizliklerine yol açtığını belirtti. Bunun performans düşüşü, özgüven erozyonu ve prefrontal korteksin problem çözme kapasitesinde azalma gibi sonuçları beraberinde getirdiğini anlattı. Ayrıca sosyal kaygının sporcuyu sahadan uzaklaştırabileceğini, itibar kaybının davranışsal geri çekilmeyle sonuçlanacağını ve hukuken aklanmış dahi olsa psikolojik anlamda büyük ölçüde yıpranmış bireylerin ortaya çıkacağını vurguladı.
Futboldaki çarpıklığın toplumun adalet algısının bir yansıması olduğu
Yavuz, kurumların sorumluluk almaması ve bireylerin günah keçisi ilan edilmesinin yaygın bir sorun olduğunu söyledi. Gerçek aktörlerin perde arkasında kalıp görünürdeki figüranların sahneye sürülmesinin adalet duygusunu zedelediğini belirtti. Bahis sorununu çözmenin yolunun alt lig gençlerini hedef almak değil; bahis paralarının aktığı hesapları, karar mekanizmalarını ve görünürde temiz görünen ama arka planda bağlantıları olan ağları incelemek olduğunu ifade etti. Gerçek adaletin yalnızca görünürdeki suçluyu değil, güç sahibi olanları da mercek altına almak olduğunu ekledi.
Hakemler: Sistemsel baskının sessiz mağdurları
Hakemliğin nöropsikolojik açıdan yüksek risk taşıdığını belirten Dr. Yavuz, bir hakemin maç sırasında 40-50 bin kişilik baskı, anlık karar stresi, sosyal medya linci, kulüplerin örtük baskısı ve medya manipülasyonunun yükünü aynı anda taşıdığını söyledi. Bu koşulların hakemlerde stres, kaygı ve izolasyon yarattığını, hakemlerin büyük bir bölümünün ’sistemsel baskı’ nedeniyle mağdur konumunda olabileceğini ifade etti.
Yavuz ayrıca hakemlerin ceza alması halinde meslek hayatlarının tamamen bitebileceğine dikkat çekti; bir futbolcu 8-10 ay sahalardan uzaklaşırken bir hakemin mesleğinin son bulabileceğini vurguladı. Hakemlerin düşük maaş, yüksek yük ve yalnızlık nedeniyle kolay para arayışına yönelme riskinin bulunduğunu, bu yüzden bazı hakemlerin bahis çeteleri, menajer ağları veya uluslararası bahis brokerlarıyla temas kurabileceğini söyledi. Ancak hakemi otomatik olarak suçlu ilan etme yaklaşımını reddetti ve çözümün önce sistemi sorgulamak olduğunu belirtti.
Ağ yapısının önemi
Dr. Yavuz, tek bir hakemin bir maçı baştan sona manipüle etmesinin zor olduğunu, bunun için VAR ekibinden kişiler, takım içinden oyuncular, kulüp içi idari aktörler, menajer bağlantıları ve bahis brokerlerinin birlikte hareket etmesinin gerekebileceğini anlattı. Dolayısıyla yakalanması kolay olan küçük parçalara ceza verilirken, ağın merkezindeki büyük aktörlerin yeterince araştırılmaması durumunda adaletin sağlanamayacağını ifade etti.
Sonuç olarak Dr. Mehmet Yavuz, bahis soruşturmasının yalnızca sportmenlik veya disiplin meselesi olmadığını; toplumun nöropsikolojik dokusuna, adalet algısına ve sporun geleceğine etki eden kapsamlı bir sorun olduğuna dikkat çekti.
NÖROLOJİ UZMANI DR. MEHMET YAVUZ