Adana’daki deprem enkazından çıkan altınların zimmete geçirilmesi iddiası tepki çekti
İddialar, yargılama ve serbest bırakılma kararı aynı gün içinde tartışma yarattı
Adananın Çukurova ilçesi Huzurevleri Mahallesi İhsan Bayram Sitesi C Blok’unun depremde yıkılması sonucu 82 kişi yaşamını yitirdi, 6 kişi yaralandı. Enkazdan çıkarılan altınlar 100. Yıl Şehit Rüstü Bayram Polis Merkezine teslim edildi.
Polis merkezinde görevli E.C. (30), binada hayatını kaybedenlerin yakınlarına, güvenlik kamerası önünde tutanakla altınları verdi. İddialara göre E.C., daha sonra bu kişileri arayıp "Ailenize ait başka altınlar da var. Hepsini tek teslim tutanağıyla vermem gerek. Bu nedenle altınları iade edin, savcı incelemeyi yaptıktan sonra size geri teslim edeceğim" diyerek polis aracıyla gidip altınları geri aldı.
Bu süreçte, altınları bozdurduğunu söyleyen Orhan Boncukluoğlu ile görüşen şüpheli E.C.’nin, "Benim tanıdık kuyumcum var. Oraya git o altınları yeniden yaptır ve bana teslim et" şeklinde talepte bulunduğu iddia edildi. Boncukluoğlu’nun yeniden altın yaptırıp verdiği öne sürüldü.
Müfettiş incelemesi sürerken E.C. polislikten istifa etti. Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı, E.C. hakkında iki kez devlet memurluğundan çıkarma cezası uygulanmasına karar verdi. İddianamede, eski polis hakkında “koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirme” suçundan 9 yıl 6 aydan 22 yıl 5 aya; “resmi belgede sahtecilik” suçundan 2 yıl 5 aydan 8 yıl 7 aya kadar hapis cezası talep edildi. İddianame, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İlk duruşma 27 Kasım’da yapıldı. Sanık E.C. duruşmaya katılmayınca mahkeme hakkında tutuklama talebiyle yakalama kararı verdi. Ancak aynı gün, avukatı aracılığıyla ifade verdiği belirtilen sanık için mahkeme, yurt dışı yasağı ve adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmasına karar verdi; bu durum tepki topladı.
Depremde annesi, babası ve kız kardeşini kaybettiğini belirten Özlem Çelik, enkazda kaybolan altınların arasında özellikle anneannesinden kalan bileziğin bulunduğunu söyledi. Çelik, kayıp altınların listesini şöyle verdi: 2 adet 50 gram Adana Burması, 2 adet Tarsus Burması, 1 adet çeyrekli bilezik, 2 adet çocuk künyesi, 2 adet gram altın, 34 adet çeyrek altın, 13 adet tam altın, 2 adet yarım altın.
Çelik, annesinin kolundaki ve cenaze tespitinde belirleyici olan "Tarsus örgüsü" denilen bileziğin ilk etapta ablasına teslim edildiğini, ardından ilgili polis memurunun ablasını arayıp savcı talimatı gerekçesiyle bileziği geri aldığını ve bilezikten sonra haber çıkmadığını anlattı: "Anneannemin yadigarını, ölmüş annemin kolundan çaldılar" dedi.
Avukat Nazan Akça, mahkemenin 27 Kasım’daki ilk duruşmada sanığın gelmemesi üzerine tutuklamaya karar verdiğini, ancak duruşmadan bir saat sonra aynı mahkemenin sanığı adli kontrolle serbest bıraktığını belirterek bu karara tepki gösterdi. Akça, delillerin toplanmadığını ve tanıkların dinlenmediğini, tek saat içinde hangi yeni delilin ortaya çıktığını anlayamadıklarını söyledi. Mahkemenin gerekçesinde tutuklamanın, sanığın ifade vermiş olması nedeniyle kaldırıldığı belirtildiğini aktardı ve bu çelişkiye itiraz etti.
Sonuç olarak, deprem enkazından çıkan değerli eşyaların akıbetiyle ilgili soruşturma ve yargılama sürecinde yaşanan hızlı ve çelişkili kararlar mağdur aileler ile hukuk temsilcileri tarafından eleştiriliyor. Dava süreci ve delil incelemesi devam ediyor.
DEPREMDE ANNESİNİ, BABASINI VE KIZ KARDEŞİNİ KAYBEDEN ÖZLEM ÇELİK KARARA İSYAN ETTİ.