DOLAR
42,59 -0,05%
EURO
49,54 0,1%
ALTIN
5.751,9 -0,22%
BITCOIN
3.859.326,38 0,08%

Çocuğunuzun otizm riski: Ailelerin sorması gereken 6 soru

Uzm. Dr. Filiz Mıhçı, erken tanı ve eğitim önemini vurgulayıp ebeveynlere otizm şüphesi için sorulması gereken 6 kritik soruyu paylaştı.

Yayın Tarihi: 15.12.2025 10:33
Güncelleme Tarihi: 15.12.2025 10:33

Çocuğunuzun otizm riski: Ailelerin sorması gereken 6 soru

Çocuğunuzun otizm olup olmadığını anlamak için 6 soru

Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Nörolojisi Bölümü’nden Uzm. Dr. Filiz Mıhçı, Sağlık Bakanlığının Otizm eylem planı kapsamında yer alan 16-23 Aralık Otizm farkındalık haftası nedeniyle otizm farkındalığında dikkat edilmesi gereken noktaları paylaştı. Mıhçı, son yıllarda yapılan çalışmalara göre her 36 çocuktan birine otizm tanısı konduğunu, erken tanı ve eğitimin çocuğun geleceğinde belirleyici olduğunu vurguladı.

Erken tanının önemi

Uzm. Dr. Filiz Mıhçı şu uyarıda bulundu: "Bu sorulardan 2 veya daha fazlasına ‘hayır’ diyorsanız, lütfen vakit kaybetmeden bir Çocuk Nöroloji veya Çocuk Psikiyatrisi uzmanına başvurun. Birkaç aylık gecikme bile bir çocuğun hayatını değiştirebilir." Mıhçı, otizmin erkek çocuklarda daha sık görüldüğünü ve otizmin bir hastalık değil nörogelişimsel farklılık olduğunu belirtti.

Uzman, ideal tanı ve müdahale döneminin 18-24 ay civarı olduğunu; 1-4 yaş arasının ise beyin plastisitesi nedeniyle en etkili dönem olduğunu söyledi. Mıhçı, erken ve yoğun eğitimin sonuçlarını şu sözlerle aktardı: "İdeal olarak 18-24 ayda tanı almış; yoğun özel eğitim ve davranışsal terapi görmüş çocukların yüzde 50’sinden fazlasında belirgin düzelme sağlanabilmektedir." Ayrıca örnek olarak belirtildiği gibi bir çocuğun 2 yaşında haftada 40 saat eğitim alması durumunda 5 yaşında normal anaokuluna gidebilme ihtimaliyle ilgili ifadeye yer verildi.

"Otizmi yönetmek bir ekip işidir"

Mıhçı, otizmin yaşamın ilk 3 yılında belirtiler verebilen doğuştan gelen bir nörogelişimsel durum olduğunu belirterek, teşhis ve takibin çok disiplinli bir ekip gerektirdiğini ifade etti. "Otizm bir hastalık değil, farklı bir beyin kablolamasıdır ve bu kabloları yeniden düzenlemek için en sihirli dönem 1-4 yaştır. O yaşlarda beynin plastisitesi o kadar yüksektir ki; haftada 25-40 saat doğru eğitimle birçok çocuk konuşmayı, göz teması kurmayı, sarılmayı, hatta arkadaş edinmeyi öğrenebilir" dedi.

Çocuğunuzu gözlemleyin: 6 kritik soru

Mıhçı, otizmin sözel ya da sözel olmayan iletişimde zorlukla karakterize olduğunu ve belirtilerin çoğunlukla 12-24 ay arasında fark edilebildiğini belirterek ailelerin kendi çocuklarını gözlemlemesi gerektiğini söyledi. Ailelerin sorması gereken sorular şunlar:

1. Çocuğunuz 12 aylıkken gülümsediğinizde gülümsüyor mu?

2. İsmini söylediğinizde dönüp bakıyor mu?

3. Parmağınızla bir şeyi gösterdiğinizde o da o yöne bakıyor mu?

4. 18 aylıkken en az 6-10 kelime konuşuyor mu?

5. Oyuncak arabayı tekerleğinden tutup sürekli çevirmek yerine sürmeye çalışıyor mu?

6. Parmak ucunda yürüyüp, sürekli aynı beden hareketlerini tekrarlıyor mu?

Uzman, "Bu sorulardan 2 veya daha fazlasına 'hayır' yanıtı verilirse uzman desteği alınması gerektiğini" bir kez daha vurguladı.

Tedavi ve eğitim yaklaşımı

Küçük yaşlarda başlanan yoğun ve sürekli eğitim programları ile davranış terapilerinin çocuğun günlük yaşam becerilerini, sosyal ve işlevsel yeteneklerini artırdığını belirten Mıhçı, şu noktaları paylaştı: "Böylece işlevselliği artırır, belirtilerin şiddetini ve uyumsuz davranışları azaltır."

Aile desteğiyle çocuğun yetenek ve ihtiyaçlarına göre hazırlanan bireysel ve grup bazlı özel eğitim programlarının uzmanlar tarafından uygulanmasının günümüzde bilinen esas tedavi yöntemi olduğuna dikkat çekildi. Tedavi ekibinde çocuğun kendi doktoru, özel eğitimcisi, konuşma uzmanı, çocuk psikiyatri ve çocuk nöroloğunun mutlaka yer alması gerektiği; ilaçların ise otizme eşlik eden problemleri azaltmaya yönelik olduğu ifade edildi.

UZM. DR. FİLİZ MIHÇI

UZM. DR. FİLİZ MIHÇI

Yazar
EDİTÖR

Buse Acar

Ben Buse Acar, 26 yaşındayım, Antalya'dan yazıyorum. itibarhaber.com Gündem ekibinin 'dijital' gözüyüm. Sosyal medya gündemini, yayılan dezenformasyonları ve 'fact-checking' (doğrulama) işlerini ben yönetiyorum. Dijital dünyaya hakim, dikkatli biriyim.