Çiğ süt, görünmez bir bakteri riskini taşıyor: E. coli ve UPEC bulguları
İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoteknoloji Anabilim Dalı tarafından yürütülen çalışma, çiğ sütteki mikrobiyal yapının insan sağlığı açısından taşıdığı risklere dikkat çekiyor. Araştırma, süt aracılığıyla geçen bakterilerin özellikle üriner sistem enfeksiyonlarına zemin hazırlayabildiğini ortaya koydu.
Araştırmanın bulguları
Malatya kırsalından toplanan 122 çiğ süt örneği üzerinde yürütülen incelemeler, örneklerde E. coli varlığının beklenenden yüksek olduğunu gösterdi. Çalışma 6 aylık bir dönem içinde gerçekleşti ve bulgular, gıda kaynaklı enfeksiyon risklerinin değerlendirilme biçiminde değişiklik gerektirdiğini işaret ediyor.
Genetik bulgular ve risk grupları
Analizlerde saptanan izolatların önemli bir kısmı, idrar yolu enfeksiyonlarına yol açabilen Üropatojenik E. coli (UPEC) suşlarının virülans özelliklerini taşıdı. Özellikle fimA ve agn43 genleri neredeyse tüm izolatlarda pozitif bulundu; bu genler bakteriye idrar yollarına tutunma, biyofilm oluşturma ve bağışıklıktan kaçma kabiliyeti kazandırıyor. Araştırma yürütücüsü Doç. Dr. Seval Cing Yıldırım bu durumun özellikle kadınlar, yaşlılar ve bağışıklığı zayıf kişiler için risk oluşturduğunu vurguladı.
Antibiyotik direnci ve gıda güvenliği
Çalışmada dikkat çeken bir diğer bulgu, izolatların tamamının sefalotin adlı antibiyotiğe dirençli olması ve ayrıca çoklu antibiyotik direncinin mevcut olduğunun saptanması oldu. Doç. Dr. Yıldırım, mevcut denetim yaklaşımlarının yalnızca 'bakteri var mı yok mu' sorusuyla sınırlı kalmasının yetersiz olduğunu, moleküler patojenite analizleri ve antimikrobiyal direnç taramalarının rutin gıda kontrollerine entegre edilmesi gerektiğini belirtti.
Isıl işlem, hijyen zinciri ve işleme koşulları
Isıl işlemlerin (pastörizasyon ve kaynatma) büyük oranda etkili olduğu bildirildi; ancak sağımdan depolamaya, taşımadan işleme ve satışa kadar uzanan hijyen zinciri doğru işletilmezse riskin tamamen ortadan kalkmayacağı vurgulandı. Özellikle çiğ sütten yapılan bazı peynirlerde uygulanan ısıl işlemlerin kısa süreli ve yeterli sıcaklığa ulaşmaması nedeniyle dirençli bakterilerin ve virülans genlerinin tamamen yok edilemeyebileceği ifade edildi.
Yöntem, işbirlikleri ve destek
Araştırmada görev alan yüksek lisans öğrencisi Aynur Akan, projede Malatya kırsalından alınan 122 çiğ süt örneğinin 6 aylık periyotta toplandığını aktardı. Projenin bir kısmı Sinop Üniversitesi ile işbirliği içinde yürütüldü; katkıda bulunan akademisyenler arasında Doç. Dr. Zeynep Yeğin ve Dr. Öğr. Üyesi Cumhur Avşar yer aldı. Çalışma, Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Birimi tarafından desteklendi.
Sonuç ve öneriler
Çalışma, gıda güvenliği politikalarında moleküler düzeyde patojen tespiti ve direnç taramalarının önemini ortaya koydu. Araştırmacılar, uygun ısıl işlem, etkin hijyen uygulamaları ve moleküler denetim süreçleri benimsendiğinde süt ve süt ürünlerinin güvenli tüketiminin sağlanabileceğini belirtiyor. Amaç korku yaratmak değil, bilimsel kanıtlara dayalı farkındalık ve risk yönetimidir.
İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ BİYOTEKNOLOJİ ANABİLİM DALI TARAFINDAN ÇİĞ SÜT ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMA GÖRÜNMEZ BİR BAKTERİ EKOSİSTEMİNİ ORTAYA KOYDU. SÜT ARACILIĞIYLA VÜCUDA GİREN BU SİSTEMDEKİ BAKTERİLER SESSİZCE ÜRİNER SİSTEME ULAŞIP ENFEKSİYON OLUŞTURABİLİYOR.