Baki Ersoy: Tarım, bu ülkenin hem mazisi hem de istikbali
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Tarım ve Orman Bakanlığı bütçe görüşmelerinde tarımın Türkiye için taşıdığı tarihi ve gelecek yönlü önemi ile bölgesel uygulamalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kayseri'deki olumlu gelişmeler ve kadın kooperatifleri
Ersoy, Anadolu toprağının uzun yıllardır milleti doyuran ve devleti ayakta tutan bir bereket coğrafyası olduğunu belirterek, üreticinin güçlenmesinin ülkenin güçlenmesi demek olduğunu vurguladı. Seçim bölgesi Kayseri'de tarımda son dönemde yaşanan olumlu görünümün umut verici olduğunu ifade etti: ekili tarım arazilerinin yüzde 22 artması ve üretici sayısının 32 bine ulaşması bu ilerleyişin somut işaretleridir.
Ersoy, Vali Gökmen Çiçek öncülüğünde yürütülen çalışmalarla Kayseri'deki 48 kadın kooperatifinin bir yılda 142 milyon lira ciro elde ettiğini belirterek, kadın üreticilerin tarım-gıda ekosistemine sağladığı katkıya dikkat çekti.
Ayrıca Kayseri'de altyapısı süren jeotermal kaynaklı sera OSB projesinin tarımın modernleşmesi ve katma değerli üretim açısından önemli bir adım olduğu ifade edildi.
Sözleşmeli üretim ve üretim planlaması
Ersoy, MHP olarak sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılmasını stratejik bir gereklilik olarak gördüklerini belirtti. Üreticinin ne ekeceğini, ne kadar üreteceğini ve ürettiğini kime satacağını bilmesinin belirsizliği azaltıp verimi ve fiyat istikrarını güçlendireceğini söyledi.
Şeker sektörü: maliyet, kayıt dışılık ve ithalat baskısı
Konuşmada şeker pancarının Anadolu çiftçisini destekleyen ve gıda sanayinin temel hammaddesi olan stratejik bir ürün olduğuna vurgu yapıldı. Kayseri ve çevre illerin bu üretim yapısının merkezinde yer aldığı; Kayseri Şeker'in istihdam ve bölgesel kalkınmaya katkısının önemli olduğu ifade edildi.
Ersoy, 2025-2026 pazarlama yılı için açıklanan 3 bin 100 TL pancar alım fiyatına rağmen şekerin maliyetin yaklaşık yüzde 28 altında satılmasının fabrikaları mali baskı altına soktuğunu, enerji, işçilik, nakliye ve finansman giderlerinin artışıyla birlikte sektörün nakit akışı dengesizliği yaşadığını anlattı.
Son iki yılda YYT (yüksek yoğunluklu tatlandırıcı) ve kayıt dışı NBŞ kullanımının olağanüstü arttığını, PANŞEK verilerine göre tahsis edilen kota ile fiilî tüketim arasında 600 bin tonu aşan bir fark oluştuğunu belirtti. Sınır hattından kaçak şeker girişleri, transit ticaretten iç piyasaya yönelen ürünler ve kontrolsüz YYT ithalatının hem pancar üretimini hem de tüketici sağlığını tehdit ettiğine dikkat çekti.
Önerilen tedbirler arasında YYT ve NBŞ kullanımının sıkı denetimi, Türk Gıda Kodeksi'nde şeker türünün etiketlerde açıkça belirtilmesi, YYT ithalatının kontrol altına alınması ve izinsiz kullanımına yaptırım uygulanması; melas ve kuru küspe ithalatının yerli üretim lehine sınırlandırılması; dahilde işleme rejimi kapsamındaki şeker ithalatının iç piyasaya yönelmesini önleyecek tedbirler; şeker satış fiyatının maliyetin altında kalmasını engelleyecek düzenlemeler ve kota yönetimi ile sektör denetiminin etkinleştirilmesi yer aldı.
Kurumsal yapı ve saha denetimleri
Ersoy, 2017 yılında Şeker Kurumu'nun kapatılmasıyla oluşan kurumsal boşluğun saha denetimlerini zayıflatıp kayıt dışılığın artmasına yol açtığını, bu yapının ya yeniden kurulması ya da Şeker Dairesi'nin güçlendirilmesinin önem taşıdığını ifade etti. Kayseri Şeker'in kooperatif modelinin, çiftçiye faiz yükü olmadan avans sistemiyle destek sunan ve saha hâkimiyeti sağlayan güçlü bir örnek olduğuna dikkat çekti; ancak genel ekonomik dalgalanmaların bu modelin sürdürülebilirliği açısından risk oluşturduğunu belirtti.
Acil talepler: destekler ve kredi sorunları
Ersoy, son aylarda yaşanan kuraklık ve don olaylarının ürün kayıplarını artırdığını, bunun sonucu olarak çiftçilerin Tarım Kredi ve Ziraat Bankası borçlarını ödeyemez hale geldiğini ve faiz yüküyle karşılaştıklarını söyledi. Kuraklık destekleri ile mazot ve gübre ödemelerinin öne çekilerek ivedilikle yatırılmasının üretim planlaması ve çiftçinin finansal sürdürülebilirliği açısından gerektiğini vurguladı.
Sonuç olarak Ersoy, tarımın hem tarihi hem de stratejik önemine işaret ederek küçük aile işletmelerinin güçlendirilmesi, üretici örgütlerinin etkinleştirilmesi ve ölçek ekonomilerini yakalayan modern yapılar oluşturulmasının öncelikli hedefler arasında olması gerektiğini dile getirdi.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ (MHP) KAYSERİ MİLLETVEKİLİ BAKİ ERSOY, TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNDE YAPTIĞI KONUŞMADA, "TARIM, BU ÜLKENİN HEM MAZİSİDİR HEM DE İSTİKBALİ" DEDİ.