Bist 100
8.991,6 0%
DOLAR
31,96 -0,29%
EURO
34,49 -0,2%
ALTIN
2.322,44 -0,7%

Alzheimer Bakımında Gerçeklik ve Davranış Yönetimi: Uzmandan Pratik Öneriler

Doç. Dr. Hasan Armağan Uysal, Alzheimer bakımında iletişim, davranış yönetimi, bilişsel depo ve pratik destek yöntemlerini, 'pembe yalanlar' ve Kaşık Teoremi ışığında anlatıyor.

Yayın Tarihi: 18.11.2025 11:24
Güncelleme Tarihi: 18.11.2025 11:24

Alzheimer Bakımında Gerçeklik ve Davranış Yönetimi: Uzmandan Pratik Öneriler

Alzheimer bakımında gerçeklik, iletişim ve davranışsal yaklaşımlar

Doç. Dr. Hasan Armağan Uysal (Medicana Sağlık Grubu Nöroloji Bölümü / Medicana International İzmir Hastanesi) Alzheimer bakımının hasta ve yakınları için zorlu bir süreç olduğunu vurguluyor ve davranışsal yöntemlerle kolaylaştırma yolları öneriyor. Uysal, doğru iletişim, sabır ve duygusal anlayışın yanında gerektiğinde "pembe yalanlar"ın da süreci insanileştirebileceğini belirtiyor.

Hastalığın doğası ve önceliklendirilmesi

Uysal, Alzheimer'ın yalnızca bellek sorunu olmadığını; davranışsal ve duygusal boyutlarının da bulunduğunu söylüyor. Hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir ilaç henüz olmadığı için amaç, semptomların ilerlemesini yavaşlatmanın yanı sıra hastaya yaklaşım biçimini iyileştirmek olmalıdır. Bilgi paylaşımı ve doğru davranış modellerinin geliştirilmesiyle olumsuz davranışlar azaltılabilir. Hastanenin son bir aylık başvurularında 73 farklı davranışsal sorun tespit edilmiş; ancak öncelik olarak yakınların en çok şikâyet ettiği 8 ana başlık üzerinde yoğunlaşmak daha etkili olacaktır.

Bilişsel depo (cognitive reserve) etkisi

Bilişsel depo kavramına dikkat çeken Uysal, eğitim, sosyal ilişkiler ve yaşam tarzının beyinde bir tür depolama alanı oluşturduğunu; bu deponun doluluğunun hastalığın seyrini hafiflettiğini söylüyor. Aynı yaştaki iki hastada eğitim ve sosyal imkan farkı nedeniyle klinik belirtiler arasında belirgin farklar görülebilir.

Bakım verenlerin yükünü paylaşma: Kaşık Teoremi

Bakım verenlerin en sık düştüğü hatalardan biri hastaya tek başına yüklenmektir. Uysal, bu durumda Kaşık Teoremi'nin uygulanmasını öneriyor: bakım veren her gün sahip olduğu enerjiyi sembolik "kaşıklar" halinde harcar; tüm kaşıkları tüketmek tükenmişliğe yol açar. Bu yüzden dinlenme, zaman ayırma ve destek alma (aile, dernek veya destek grupları) önemlidir.

Davranışların çoklu kaynağı ve üçgen modeli

Davranışsal problemlerin tek bir nedene bağlanamayacağını belirten Uysal, 2015'te Tales tarafından öne sürülen üçgen modeline atıfta bulunuyor: hasta, bakım veren ve çevre. Üçgenin dengesinin bozulması davranış sorunlarına yol açar. Temel ihtiyaçların (açlık, susuzluk, ağrı, işitme/görme sorunları) karşılanmaması, bakım verenin stres ve tükenmişliği ile çevresel uyumsuzluk davranışları tetikler. Çevrenin hastaya uygun hale getirilmesi bu yüzden kritik önem taşır.

Sık görülen taleplerin ve davranışların yönetimi

Uysal, hastaların sıkça dile getirdiği "Eve gitmek istiyorum" gibi ifadelerin altında aidiyet, güven ve huzur arayışı yattığını söylüyor. "Burası zaten senin evin" gibi doğrudan düzelten cevaplar yerine yönlendirme ve hatıralara odaklanma daha yararlı olabilir: önce soruyu kabul edip anıları canlandıracak bir nesne ya da anıya yönlendirin. Bu tür durumlarda pembe yalanlar kullanmak hastayı sakinleştirebilir.

Halüsinasyon, delüzyon ve konfabulasyon gibi durumlarda çatışmacı bir düzeltme yerine yumuşatıcı, bağlantı kurmaya yönelik cevaplar öneriliyor. Örneğin halüsinasyon gördüğünde "Evet, birlikte bakalım" demek, delüzyona karşı çelişmek yerine yumuşatmak, konfabulasyona karşı ise kişinin anlatısını tamamlamasına izin vermek iletişimi koparmadan sürdürür.

Tekrar eden soruların arkasındaki ihtiyaç

Hastaların sık soruları tekrarlaması genellikle "Güvende miyim?" kaygısından kaynaklanır. Bu tekrarı kişisel algılamamak, hastayı izole bırakmamak ve ona uğraş verecek etkinlikler sunmak tekrarları azaltır.

Pratik günlük öneriler

Uysal'ın önerileri arasında şunlar var:

Su ve sıvı alımı: Hastalar su içmeyi unutabilir; kişiselleştirilmiş bardaklarla, teşvik edici ifadelerle ve basit adımlarla su içmeyi kolaylaştırın.

Günlük rutin ve görevler: Rutinler apatiyi azaltır; hastaya küçük görevler veya oyunlar verin, katılımını teşvik edin.

Yemek ve beslenme: Tat ve koku bozukluklarına veya çatal-kaşığı unutmaya bağlı redler olabilir. Sofrayı sadeleştirin, belirli saatlerde birlikte yemek yiyin.

Kıyafet ve mahremiyet: Giysi değişimine direnç gösterilirse oda ısısını ve ışığı ayarlayın, kıyafetleri sadeleştirin ve etiketleyin.

Gece-gündüz dengesi: Alzheimer'a bağlı sirkadiyen bozukluklar için gündüz aktif tutulma, akşam loş ışık ve sakin ortam oluşturma faydalıdır. Hastanın yanında güvendiği birinin olması huzursuzluğu azaltır.

Sonuç

Doç. Dr. Hasan Armağan Uysal'a göre Alzheimer bakımında ilaç tedavisinin yanı sıra iletişim tarzı, çevresel düzenlemeler ve bakım veren desteği belirleyici rol oynar. Bilişsel rezervin güçlendirilmesi, yük paylaşımı ve hastayla empatiye dayalı yaklaşım, hem hastanın hem de bakım verenin yaşam kalitesini iyileştirebilir.

MEDİCANA INTERNATİONAL İZMİR HASTANESİ NÖROLOJİ UZMANI DOÇ. DR. HASAN ARMAĞAN UYSAL

MEDİCANA INTERNATİONAL İZMİR HASTANESİ NÖROLOJİ UZMANI DOÇ. DR. HASAN ARMAĞAN UYSAL